VERİLEN SÖZLERİN ÖMRÜ KISADIR
YAŞAR EYİCE
*- ÖMRÜ KISA OLAN
Güzel olan her şey yarım kalır.
Filmler en güzel yerde sonlanır.
‘Çok mutluyum!’ dediğin yerde, hüzün kendini hatırlatır.
Çocukluk kısadır, gençlik azdır ve bebeklik sanki hiç yaşanmamıştır.
Vefa azdır, sadakat sınırlıdır.
Verilen sözlerin ömrü kısadır.
Çok seversin, çok çabuk gider.
Güzel rüyalar en güzel yerinde biter.
Güzel olan ne varsa, sevdiğin şarkı gibi hemen bitiverir, kısacıktır...
Cahit Zarifoğlu bu güzel dizeleri, siz güzel insanlar için kaleme almış…
Tüm güzellikler sizlerin olsun…
Gönül dostları yüreğiniz yorgunluk görmesin
*- BİLİNÇLİ CEHALET
Tüm dünyada özellikle ‘bilgi kirliliği’ yaratılıyor.
Böylece gerçekler hasıraltı oluyor.
Gerçeklerden uzaklaşmak ise bilinçli cehaleti doğuruyor.
Bazı uyanık kalemşörler iki yemek kaşığı bilim, bir litre spritüalizm, bir çay kaşığı tradisyonu karıştırıp eser miktarda kuantum fiziği ile tatlandırarak yazdıkları ile geçimlerini sağlamayı bırakın resmen voli vuruyorlar.
Unutmayın insanlık var olduğundan beri en büyük alışveriş, inanma içgüdüsünün tatmini ile ilgili olandır.
Ve en büyük manevi tatminin sevgi ile gerçekleştiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Sevgi ile kalın.
*- KIŞ GELİNCE
Okumaya hızla başladım…
Sonra bir cümleye geldim, olduğum yerde durdum.
Geri döndüm, bu kez yavaşça, her kelime üzerinde düşünerek okudum.
Bu yazı gerçekten insanı düşündürüyor ve yavaşlamaya davet ediyor.
Ve sonra, kış gelir.
Zaman, farkına bile varmadan geçiyor, bize yılların nasıl da akıp gittiğini hatırlatıyor.
Daha dün gibiydi, gençtim, yeni evlenmiştim, yeni bir hayata başlamak üzereydim.
Ama şimdi tüm bunlar başka bir yüzyıla ait gibi geliyor.
Yıllar nereye gitti?
Yaşandıklarını biliyorum ama sanki çok uzaktalar, neredeyse hayal gibi.
Ve şimdi; hayatımın kışı gelip çattı.
Hazırlıksız yakalandım.
*- ONLAR GİBİ
Nasıl bu kadar hızlı yaşlandım?
Gençliğim ve hayallerim nereye gitti?
Yaşlı insanlara bakarken, onların hâlâ çok uzak olduğunu, o mevsimin bana daha çok zaman olduğunu düşünürdüm.
Ama bugün, o insanlar biz olduk.
Arkadaşlarım emekli oldu, saçlarımız ağardı, daha yavaş yürüyoruz.
Eskiden dışarıdan baktığımız o kişiler haline geldik.
Duş almak bile artık küçük bir mücadele.
Gündüz uykuları şart oldu, yoksa her yerde uyuyakalıyorum!
*- PİŞMANLIKLAR ve GERÇEKLER
Böylece yeni bir bölüm başlıyor:
Ağrılarla, azalan güçle, kaçırılmış fırsatların ağırlığıyla dolu bir dönem…
Ama kış, son demek değildir.
Sadece başka bir başlangıcın habercisidir.
Evet, pişmanlıklarım var, gerçekleştiremediğim hayaller…
‘Ama yine de dolu dolu bir hayat yaşadım.’ Da diyebilirsiniz.
Henüz hayatınızın kışına gelmediyseniz, unutmayın:
O düşündüğünüzden daha çabuk gelecek.
Beklemeyin.
Tam anlamıyla yaşayın.
*- KİMSE BİLEMEZ
Sevdiklerinize onları ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin.
Çünkü hiçbir şey kesin değil, kaç mevsim kaldığını kimse bilemez.
Hayat bir hediyedir.
Onu değerli bir mirasa dönüştürün.
Her günün kıymetini bilin.
Sizi mutlu eden şeyler yapın.
Ve unutmayın:
‘Gerçek zenginlik; altın ya da para değil, sağlıktır.’
*- ÖZLERSİNİZ
Bugün şimdiye kadar olduğunuz en yaşlı gün…
Ve bir daha asla bu kadar genç olmayacaksınız.
Her anın tadını çıkarın.
Çocuklarınız sizin birer yansımanızdır…
Dışarı çıkmak güzeldir ama eve dönmek daha güzeldir.
İsimleri unutursunuz…
Ama sorun değil, bazıları da sizi tanıdığını unutur!
Artık kusursuz olmayacağınızı kabul edersiniz…
Ve bu sizi özgürleştirir.
Bazı şeyler artık ilginizi çekmez…
Ama yokluklarını fark edersiniz.
Televizyon karşısındaki koltukta yatmak, yatakta uyumaktan daha rahattır.
Buna ‘ön uyku’ denir.
Her şeyin ON/OFF ile çalıştığı zamanları özlersiniz.
Kullandığınız kelimeler kısalır:
‘Ne?’, ‘Nerede?’, ‘Ha?’
*- ESKİ DOSTLAR
Güzel takılar alabilecek durumda olsanız bile, onları takmak riskli gelir.
Mağazalarda her şey kolsuzdur…
Çilleriniz, yaşlılık lekelerine dönüşür.
Dünya artık fısıltı gibi konuşur.
Kıyafetleriniz üç farklı beden olsa da, ikisi kullanılmaz durumdadır.
Ama…
Yaşlanmanın da güzellikleri vardır:
Eski şarkılar, eski filmler ve en önemlisi… Eski dostlar.
Kendinize iyi bakın, sevgili ‘eski dost.’
Asıl önemli olan, neler biriktirdiğiniz değil, neleri paylaştığınızdır.
Hayatınız bu şekilde anlam bulur.
*- YAŞANMIŞ BİR OLAY!
Raşit Bey önemli bir konuda hepimizi uyarıyor.
“Yeğenim Dr. Kutan annesine telefon ediyor.
‘Anne!’ diyor, ‘benim telefonum bozuldu tamircideyim onların telefonundan arıyorum. Bu gün kredi kartı ödemem vardı acil bana para gönder sana arkadaşımı yolluyorum!’ diyor.
Annesi soruyor;
‘Senin bu gün ameliyat günün değil miydi?’
Kutan, ‘Ameliyatlar bu gün iptal oldu!’ diyor.
Bir müddet sonra annesinin evine bir adam geliyor.
‘Doktor Bey beni gönderdi para verecekmişsiniz’ diyor.
Ablam da evde olan parayı adama veriyor.
Akşamüstü Kutan ameliyattan çıkıp ablamı arıyor, ‘nasılsın!’ diye.
Ablam ’Ben iyiyim de sen nasılsın, bu borçlar ne?’ deyince, Kutan şok, ‘Ne borcu anne?’ diyor.
*- ‘YANDIK!’
Anne ‘kredi kartı borcun varmış arkadaşını yolladın benden para aldın!’ deyince ‘eyvah!’ diyor.
‘Annem alzaymır oldu, yandık!’
Hemen eve geliyor, annesinin söyledikleri doğru.
Emniyetten arkadaşını arıyor durumu anlatıyor.
Aldığı cevap;
‘Doktor bey ucuz kurtulmuşsunuz, yalnız para gitmiş.
Bunlar büyük bir çete, yapay zekayla sesleri kopyalayıp dolandırıcılık yapıyorlar.
Türkiye’nin her yerinde bunlar var.
Peki ne yapmak gerekiyor.
Uzmanlar;
‘lütfen en yakınlarınız ile aranızda kimsenin bilemeyeceği bir şifre belirleyin. bu durumlarda onu sorun. karşıdaki kişiden emin olmak için.’ diyorlar.
Yakında bu olaylar görüntülü de olabilecekmiş.
Sahte diploma falan derken nerelere geldik dolandırıcılıkta sevgili okurlarım…
*- HIZLI OKUMA ve ANLAMA TEKNİĞİ
Bir öğretmen diyor ki;
“Çocuklarımız girdiği Sınavlarda soruları yetiştiremiyor değil mi?
O kadar haklılar ki!
Çünkü sınav sorularının çok uzun olduğunu ve soruları okumak ve anlamak için ‘daha hızlı okuma ve anlama eğitimi’ almaları gerektiğini artık hepimiz biliyoruz.
Peki çocuğunuza ‘hızlı okuma eğitimi’ almaya karar verdiniz…
Eğitimi alacağınız firma ya da eğitmene şu soruları soruyor musunuz?
Çocuğuma bu eğitimi kim verecek?
Eğitimin tüm aşamalarını kapsamlı bir şekilde içeren kitabınız var mı?
Yazılımız var mı ve yazılımınız yapay zekâ destekli mi?
Benim çocuğumun başlangıç seviyesini ölçebiliyor mu?
İlerlemeleri gün gün hafta hafta takip edebiliyor muyuz?
Yazılım içerisindeki etkinlikler nelerdir?
Çocuğumu yazılımın içinde dinamik tutabilecek bir sisteme sahip mi?
Çocuğumun Yazılımı yapıp yapmadığını, egzersizleri gerçekten tamamladığını görebilecek miyim?
21 gün sonunda yazılım tamamlandığında çocuğumun tüm egzersizlerde yapmış olduğu doğru yanlış başarı hata ya da eksik olacak şekilde bir istatistik bana sunabiliyor musunuz?
Çocuğumun eksik kaldığı kısımları tespit edip onu serbest çalışma alanına yönlendirerek orada kendini geliştirmesini sağlıyor musunuz?
Eğitim sonunda çocuğuma sertifika veriyor musunuz?
Yazılımınız ne kadar süre açık kalıyor?”
İnanın tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası SADECE Türkiye’nin en iyi hızlı okuma anlama dikkat ve odaklanma eğitimini veren birkaç eğitim kurumunda bulunuyor.
Yani çoğu ‘para tuzağı’ anımsatmak istedim.
Bu arada öğrendiğim, neredeyse küçük dilimi yutturacaktı!
“Özel okuldan şok istekler:
43 bin TL'ye matematik kitabı!
Eğitim Uzmanı Nazik Kösegil, ‘O oranı aşamadıkları zaman da kitap, yemek ve servis gibi ücretlerle aslında veliye bir bedel olarak gösteriyorlar.’ Yorumunu yapmış!
Ben ne demek istediğini anlamadım, öğrenci velileri anlamıştır.
*- İLKTEN BU YANA
Romanların da aynen Balkan Türkleri gibi sayısız dernekleri var.
Son zamanlarda bu dernekleri birleştirmek için önemli adımlar atılıyor
Kimisi kendi aralarında kimisi de resmi yetkililer veya siyasiler tarafından.
Amaç genelde bellidir, kendi tarafına çekmek.
İzmir’de önceki genel seçimlerde her iki büyük dediğimiz parti de, tam uca, yani seçimi kendi lehlerine çevirecek noktalara birer Roman vatandaşımızı aday olarak koymuşlardı.
Seçimlik işte…
Geçenlerde de, Prof. Dr. Erkan Sevinç yönetimindeki SEV Medya yayınlarından birinde, benim de Bornova’dan çocukluk arkadaşım bir Roman yurttaşımızın, ilk Roman derneği kurmak için ne kadar mücadele ettiğini yazmıştım.
Prof. Dr. Erkan Sevinç de, destek vermişti.
Neyse, şimdi de, bir süre önce bir Roman Derneği Başkanı Abdullah Cıstır’ın sitemlerini okuyalım:
İşte Roman başkandan empati daveti;
*- HATIRLATIYOR
“Hükümet, bakanlıklar, valilikler, kaymakamlıklar üzerinden sorgulayacağız;
Ancak başta çok değerli roman koordinatörlerim ve iktidara yakın stk başkanlarımı da empatiye davet ediyorum!
Buluşmalara eyvallah!
Birikimleriniz ve saha deneyimleriniz ile sürece katkı koyduğunuza eminim.
Ancak;
Bakanlıklardaki bütçe imkânları, ihtiyaçlarımıza kademeli olarak destek verecek boyutta…
Kademeli sözümün altını bir kez daha çiziyorum;
Özrün üzerinden 16 yıl geçti!
Stratejik roman eylem planları 2016, üzerinden 9 yıl geçti.
Roman vali ve kaymakamlıklar koordinatörlükleri üzerinden yaklaşık
3 yıl geçti.
25 civarı il 40 olacağı söyleniyordu.
Onlarca ilçe sadece istihdam odaklı bakarsak valiliğe bağlı birimlerde kaymakamlığa bağlı birimlerde kaç Roman istihdam edildi?
Hükümetten bahsediyoruz değerli arkadaşlar, hükmeden, devleti yöneten…
Suriye’de şehirler kurdular, Suriyelilerin onurlu dönüşleri için…
Romanların onurlu barınma hakkı sizce yeterli mi?
Lalapaşa, Malkara, Samsun, Kemalpaşa…
Yapılanlar, Rahmetli Ali Koyuncu Vekilimizin sıkı takip ettiği süreçler buharlaştı.
Tamir tadilat meselesi…
Sosyal yardım vakıfları üzerinden destek verileceği hükümetin Roman Stareteji Eylem Planlarında yazıyor.
Kendi siyasi iç dinamiklerinizde, sorup sorguladığınıza eminim ama bu ‘devlet politikası’ değil mi arkadaşlar?
2019 10 Aralık İnsan Hakları Günü, sayın cumhurbaşkanımızın genelgesinde şöyle yazıyor:
‘ilgili bakanlıkların azami gayretini rica ediyorum’ diyor.
Azami ‘en yüksek düzey’ demektir.
‘Fikri takip’ diye bir şey var.
Görüştüğünüz bakanların önüne koyun bu genelgeyi lütfen, genel müdürler, milletvekilleri, valiler, kaymakamların önüne koyun lütfen…
Bu genelge taleplerinizin en somut göstergesi!...
‘Hiç bir şey yapılmıyor!’ demiyorum, ilk buluşma üzerinden 16 yıl geçti…
Aldığımız mesafeden romanlar adına, memnun musunuz, mutlu musunuz?...
Saygılarımla..
Abdullah Cıstır…”
Yorumlar
Yorum Gönder