İFTAR MÜNÜSÜ 50 LİRA

YAŞAR EYİCE *- AKILCI, OLUMLU, ÖNEMLİ ADIM Balıkesir’in Körfez ilçelerinden, İstanbulluların rağbet gösterdiği Ayvalık’ta yoğun olarak kullanılan yağların kanalizasyon şebekesine ulaşarak çevre sorunlarına yol açmasını engellemek amacıyla, işletmelere, yağ ayırıcı veya yağ ayrıştırıcı olarak da bilinen ‘Yağ Tutucu’ takılması zorunluluğu getirildi. Ayvalık’ta bundan böyle; Toplu yemek üretim tesisleri, catering firmaları, Restoranlar, lokantalar, kafeteryalar, oteller, pansiyonlar, tatil köyleri, toplu konut projeleri ve siteler, et ve balık işleme tesisleri, gıda üretim tesisleri, mezbahalar ve kesim evleri, okullar, hastaneler ve fabrikalar ile üretiminde yağ kullanan tesislerin tamamı “Yağ Tutucu” takacak. İstenmeyen unsurlarından ayrıştırılarak temizlenmiş olan atık suyun kanalizasyon sistemine verilmesiyle çevre dostu bir ekipman olan ‘Yağ Tutucu’ nun sayesinde kanalizasyon sisteminde bundan böyle sıkıntı yaşamasının önüne geçilecek. *- KATKISI ÇOK FAZLA Bu sistemin milli ekonomimize katkısı, trafikte dakikalarca bekleyerek akaryakıt harcayan binlerce aracın milli ekonomimize yaptığı olumsuzluğa, zarara eşit hatta çok daha fazla olduğunu bildiğim ve inandığım için o kadar önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Öyle ki, zaman gelir hepimiz benzer sistemi konutlarımızda kullandığımızda onlarca okul ya da sağlık ocağı yapımına eşit olduğunu görülecek. Bazı belediyeler, arada, ‘atık yağların’ toplanması için kampanyalar açsa da hiçbirinde bir gram bile fayda sağlanamadı. Çünkü her zaman her işte olduğu gibi bu konuda da hep tembelleşiyoruz. Hep güzellikleri ve hizmeti, çalışmayı başkasından bekliyoruz. Umarım ‘Ayvalık’ta belediye Meclisi’nin aldığı bu olumla ve önemli karar her kentimizde yaşama geçirilir. *- KİRLETME ORANI Sevgili okuyucularım: Kanalizasyona karışan her 1 litre atık yağ yaklaşık olarak 1 milyon metreküp suyu kirletmektedir. Yağ tutucu sistemler sayesinde bu yağlar ayrıştırılabilmekte ve çevreye zarar vermeleri önlenmektedir. Ayrıca toplanan yağlar geri dönüşüm tesislerinde işlenerek sabun, yakıt gibi dönüşüm ürünleri elde edilmekte, böylece hem çevreye hem de ekonomiye katkıda bulunulmaktadır. Kentin altyapısı, topraklarımız, sularımız, denizlerimiz de korunmuş olacaktır. *- SADAKAT ÜZERİNE Bugün değişik bir konuya değinmek istiyorum. Konum ‘sadakat!’ ‘Sadakat’ denilince akla gelenler kişiden kişiye değişebilir, ancak genel olarak sadakat dediğimizde, birkaç anahtar kavram akla gelir: Bunları şöyle sıralıyorum: Bağlılık: Bir kişiye, kuruma, ya da ideale olan tutkulu bağlılık. Güven: Sadakat, iki taraf arasında güvenin kurulmasını sağlar. Devamlılık: Zorluklar karşısında bile sürdürülen bağlılık. Aile ve Arkadaşlık: En yaygın olarak aile bireyleri ve yakın arkadaşlar arasında görülen sadakat. İş Hayatında: İşveren ve çalışanlar arasında karşılıklı sadakat, iş ilişkilerini güçlendirir. Sadakat kavramı, tarih boyunca edebiyat, sanat ve kültürde de önemli bir tema olmuştur. Peki senin için sadakat deyince aklına ne geliyor? *- AKLINIZA GELİR Mİ? Ben bugün, ‘Müşteri sadakati araştırması’nı ele alıyorum: Bir markanın müşterileriyle olan ilişkisini, bağlılık düzeylerini ve tekrar satın alma eğilimlerini anlamak için yapılan kapsamlı analizlerdir, bunlar. Belirtilene göre: Bu araştırmalar, müşterilerin markaya olan bağlılıklarını etkileyen faktörleri belirleyerek, şirketlerin sadakati artırmaya yönelik stratejiler geliştirmesine yardımcı olur. Müşterilerin bir markayı tercih etme nedenlerini ve beklentilerini anlamak Tekrar satın alma oranlarını ve müşteri kaybı risklerini belirlemenin dışında yapılanları şöyle özetleyebilirim: Müşteri memnuniyeti ile sadakat arasındaki ilişkiyi değerlendirmek, Sadık müşterilerin markayı başkalarına önerme eğilimlerini ölçmek, Sadık müşteriler, güvendikleri markaları çevrelerine önerme eğilimindedir. Bu noktada Net Tavsiye Skoru (NPS) devreye girerek, müşteri memnuniyetini ve sadakatini ölçmede kritik bir gösterge olarak kullanılır. Peki bu nasıl oluyor? *- OLASILIK HESAPLARI Bunun için, ‘Net Tavsiye Skoru (NPS) Nedir?’ sorusunun yanıtına bakalım: NPS, müşterilere ‘Bu ürünü veya hizmeti bir arkadaşınıza veya meslektaşınıza tavsiye etme olasılığınız nedir?’ sorusunun sorulmasıyla hesaplanır. Yanıtlar 0 ile 10 arasında derecelendirilir ve müşteriler şu üç kategoriye ayrılır: Promotörler (Destekçiler) (9-10): Markadan memnun ve başkalarına tavsiye etmeye istekli müşteriler. Pasifler (7-8): Markaya karşı nötr olan, ancak rakip seçeneklere yönelebilecek müşteriler. Kötüleyenler (0-6): Markadan memnuniyetsiz olan ve olumsuz geri bildirim veren müşteriler. Benim gibi aklı karışanlar, ‘Bana ne?’ diyenler mutlaka içimizde çoktur. Bu yüzden, ‘NPS Nasıl Hesaplanır?’, ‘Müşteri Kaybı (Churn) Skoru Nedir?’, ‘Churn Skoru Nasıl Hesaplanır?’, ‘NPS’in Müşteri Sadakati Üzerindeki Etkisi’ gibi bilimsel soru ve araştırmaları geçiyorum. Basit bir ‘Sadakat!’ sözcüğü bile ne kadar karmaşık ve anlaşılmazlıkları içinde barındırıyormuş. Hatta bir bilim kolu olmuş! Sonuçta, şunu belirtmek istiyorum. Dengeler nasıl değişiyor, yalnız siyasette değil, çarşıda pazarda bile… Bunu anlatmaya çalıştım, ama yazmaktan yoruldum… ‘Yetmiyor!’ diyerek konuyu bugünlük kapatıyorum. Bu anlatım, ‘Memnuniyetin’ yaşamımızda ne kadar güçlü ve önemli olduğunu da net bir şekilde ortaya koyuyor. *- TELEFERİK BAKIMA ALINDI Ramazan ayından yararlanılarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Avrupa Birliği standartlarında hizmet veren Balçova’daki Teleferik Tesisleri ‘yıllık periyodik bakıma” girdi, Tesisin hem daha uzun ömürlü olması hem de güvenli hizmet vermesi için yapılacak çalışmalar kapsamında teleferiğin tüm hareketli ve mekanik parçaları sökülerek kontrol edilecek, halatların ve tesisin kesintisiz çalışmasını sağlayan jeneratörlerin bakımı yapılacak. Tüm bu çalışmalar tamamlandığında tesis yeniden ziyarete açılacak. *- TURİSTLERİN İLGİ ODAĞI İzmir’de 1974’te kurulan, 2015 yılında AB standartlarına uygun olarak yenilenen tesiste, 810 metrelik hatta saatte bin 200 yolcu taşınabiliyor. 20 adet 8’er kişilik kabinler ile yapılan yolculuk süresi yaklaşık 3 dakika sürüyor. İzmir’in eşsiz Körfez manzarasının kuş bakışı görülebilmesi için kabinden indikten sonraki giriş bölümünde seyir terasları bulunuyor. Bu alanda dürbünlerle manzara seyrediliyor. Balçova Teleferik Tesisleri geçen yıldan bu yana 158 bin 500, yeni yılın ilk iki ayında ise 21 bin 500 kişi tarafından ziyaret edildi. *- TÜM İNSANLIĞA On bir ayın sultanı Ramazan; berekettir, lokmayı bölüşmektir. ‘Biz de lokmamızı hemşehrilerimizle bölüşüp, bu mübarek ayda dayanışmanın en güzel yanını hep birlikte yaşayacağız’ diyen tüm belediyelerimize, hayırseverlerimize, kurumlarımıza, kısaca insan gibi insanlarımıza ‘kazanında pişeni’ paylaşanlara selam gönderiyorum. Ramazan ayının tüm insanlığa sağlık, huzur ve bereket getirmesini temenni bu vesile ile tekrarlıyorum. *- BEĞENİYORDUM AMA… Meğer ne kadar önemliymiş! İzmir Büyükşehir Belediyesi çevre ve insan sağlığını korumak, karbon ayak izini azaltmak ve kent estetiğini gözetmek amacıyla kent genelindeki binaların dış cephe aydınlatmalarında düzenlemeye gidiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde onaylandıktan sonra hayata geçecek düzenlemeye göre özellikle kent merkezindeki binaların cephe aydınlatmalarının 23.00 ile 02.00 saatleri arasında kısılması, 02.00’den sonra da kapatılması zorunlu olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği doğrultusunda meslek odaları ve üniversitelerin görüşünü alarak hazırlanan binaların dış cephelerinin aydınlatması ile ilgili uyulacak kriterleri içeren “İzmir Bina Dış Cephe Aydınlatmaları Uygulama Esasları Taslağı” önümüzdeki günlerde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin onayının ardından yürürlüğe girecek. Yazmadan geçemeyeceğim: Bu konu iyi ve ciddi düşünülmelidir. Şehirlerde yaşam akşamları olur. Şehirler geceleri yaşar ve bu da aydınlatma ile olur. Karanlık şehirler iç karartır, bazılarının işlerini (!) yoğunlaştırır, kolaylaştırır. Bu da, yetkililerin herhangi arızalı bir durumda suçu birbirlerine atmalarına neden olur. Şimdilik bu kadar! *- GELENEĞİ SÜRDÜRELİM Gelenek olmuştur. Ramazan öncesinde, hatta süresince mutlaka bir doktorun, zamanımızda ise bir ‘diyetisyenin’ özel beslenme önerileri paylaşılor. Ben de, Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni Aycem Pehlivan, Ramazan ayı boyunca sahur ve iftar sofralarında nasıl beslenilmesi gerektiğiyle ilgili önerilerini paylaşayım: Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni Aycem Pehlivan, sahur ve iftar sofraları için önerilerini anlattı. Özellikle sahurda mümkün olduğu kadar az besin tüketilmesi gerektiğini dile getiren Pehlivan, su tüketiminin de yemekten önce olmasının faydalı olacağını belirtti. Pehlivan, Ramazan ayı boyunca alınması gereken takviye gıdaları da sıraladı. ‘Öncelikli olarak hafif ve protein odaklı bir beslenme sisteminin kurulması gerekiyor. Sahurda haşlanmış yumurta, yulaflı omlet ve yanında lorlu salata veya yoğurt, meyve ya da kuru yemişle hazırlanmış bir smoothie kullanılabilir. Sahur sofrasının olabildiğinde hafif olması gerekiyor. Sıvı tüketiminin ise sahura başlamadan önce yapılması gerekir. 2 bardak suyu içtikten sonra sahur yapmak faydalıdır. Çünkü sahuru yaptıktan sonra uyuyacaksak sahur sırası ve sonrası içilen su hazımsızlık ve şişliğe neden olabilir. Sahurun sonunda içtiğimiz su gastrit, ülser ya da reflü gibi hastalıklara sebebiyet verebilir. Bu yüzden su tüketimini sahur sofrasına başlamadan gerçekleştirmeli, suyu yavaş ve oturarak içmeliyiz.’ *- “SAHURDA MÜMKÜN OLDUĞU KADAR AZ YİYELİM” Aralıklı orucun da son yıllarda yaygınlaştığını kaydeden Pehlivan, şunları söyledi: ‘Bunun sebebi, açlığın bedene iyi gelmesidir. Fonksiyonel tıp programları açlığı savunur, açlığın organları yenilediği ve onardığı anlatılır. Bu sebeple sahurda çok fazla yiyecek tüketmemek, karbonhidrattan yana zengin beslenmemek gerekir. Oruçta hem fiziksel hem de ruhsal arınmaya odaklanılır. Organların kendilerini yenilemesi için de uzun süreli açlık gerekir. Sahurda ne kadar az tüketirsek o kadar yağ depoları yakılmaya başlanır ve yakılan bu enerji kişiyi daha dinç ve enerjik tutar.’ *- “İFTARDA ÖNCE SU İÇELİM” İftar sofrasında da tıpkı sahurda olduğu gibi önce iki bardak su içerek başlanması gerektiğini ifade eden Pehlivan, “İftar sırasında ve iftardan hemen sonra su tüketmemeliyiz. Bunu yaparsak besinlerle birlikte sıvı karışacak ve ana yemekteki protein sindirilemeyecektir. Böyle bir durumda da şişlik ve hazımsızlık oluşabilir. İki bardak suyun ardından iki hurma yenmeli, ardından baharatsız hafif bir çorba içilmeli. 10 dakika beklendikten sonra protein odaklı bir ana yemek tüketilmeli. İftarın ardından 1,5 saat sonra su tüketmeye yeniden başlamak ve sahura kadar 2,5 litre suyu yudum yudum tüketmek daha faydalı olacaktır” diye konuştu. *- İFTAR MENÜSÜ 50 LİRA Herhalde, birçok okuyucum ara başlığı okuyunca, ‘Nerede?’ diye düşünmüştür. Tabii ki, ‘Kent lokantalarında’ yani belediyelerin tarifesi bu… Örnek olarak İzmir’i ele alalım: Halkı sağlıklı, güvenilir ve ekonomik gıda ile buluşturmak için açılan ve dört çeşit yemeğin 50 liradan sunulduğu Kent Lokantaları, özel iftar menüsünü de aynı fiyattan vatandaşla buluşturacak. Karabağlar, Çiğli, Menemen ve Aliağa’daki lokantalarda iftar yemeği ilk etapta belirlenen 80 lira yerine Başkan Tugay’ın talebiyle 50 liradan sunulacak. Ramazan Bayramı’nda sosyal takip sistemine kayıtlı 50 bin İzmirliye bin lira olan ve toplamda 50 milyon TL’ye tekabül eden nakdi yardım sağlanacak. Ayrıca 50 bin vatandaşa gıda paketi dağıtılacak. *- ‘KİMSE SOKAKTA KALMASIN’ DİYE… İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kapılarını 24 saat boyunca açık tuttuğu Müyesser Turfan Geçici Konuk Evi ise sokakta yaşayan yurttaşlar için sığınacak ve yaşama tutunacak bir çatı oluyor. Evsiz yurttaşlara sıcak bir yuva sunduklarını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Huzurevi Şube Müdürü Cihangir Çetintaş, “Tesise gelen yurttaşlarımızın konaklama ve temel gereksinimlerinin yanı sıra onların hayata adapte olmalarını sağlamak için ailelerine ulaşmaya çalışıyor, iş bulmaları için İŞKUR’a başvuru yapıyoruz. Burada bir iki gün olduğu gibi iki üç ay kalan yurttaşlarımız da oluyor. Kişilerin durumuna, sağlığına, hayata tutunma becerilerine göre bir süreç işletiyoruz” dedi. Konuk Evi Sorumlusu Tufan Fırat Göksel ise, “Son dönemde barınma krizi Türkiye’nin en başat konularından biri haline geldi. Kimse rızası dahilinde sokakta kalmak istemez. Sosyal politikalarla ilişkili bir konu. Konukevimiz birçok şehre model oldu. Ülkemizde böyle kurumlara çok fazla ihtiyaç var. Bazı barınma merkezleri sadece kış aylarında hizmet verirken İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak biz 12 ay boyunca kapılarımızı evsiz yurttaşlarımıza açıyoruz. Amacımız insanlara onurlu, erişilebilir, hak temelli hizmet sağlamak. Türkiye’de bunun öncüsü olmaktan gurur duyuyoruz. Sadece barınma değil rehberlik, danışmanlık, psiko-sosyal destek de sağlıyoruz. Tesisimize rızası olan kişileri alıyoruz. Bazen bize ‘dışarıda sokakta yatan kişiler var görmüyor musunuz?’ diye soruyorlar. Görüyoruz ama rızası olmayan bir kişiyi burada zorla tutamıyoruz” dedi. *-KÜLTÜRPARK YENİDEN DOĞUYOR İzmir’de kentin simgesi Kültürpark’ı İzmirlilerin daha etkin ve konforlu kullanabilmesi için kollar sıvandı. Yenileme ve gençleştirme programı kapsamında alanda budamadan ağaçlandırmaya, altyapıdan temizliğe bakım çalışması yürütülüyor. Kültürpark ikinci yüzyılını, yeni yeşil ve sosyal alanları, yenilenen tarihi yapıları ve birbirinden renkli kültürel etkinliklerle adına yakışır şekilde karşılayacak. Şehrin 89 yıllık gözbebeği Kültürpark, dönemin belediye başkanı Dr. Behçet Uz tarafından kente kazandırılmıştı. Kültürpark’ı ikinci yüzyılına hazırlayacak çalışmalar kapsamında, 7 gün 24 saat bakım onarım ve yenileme çalışmaları titizlikle yürütülüyor. Alt ve üstyapısı güçlendirilirken, dikilen ağaçlar ve botanik bahçeleri ile daha yeşil, kültürel etkinlikleri ve sosyal alanları ile daha canlı bir Kültürpark doğuyor. *- ONARIM ve YENİLENME Peyzaj Teknikeri Burçin Girgin, “Temizlik çalışmasının ardından mevsimlik alanlarımızın onarım ve yenilemesini yapıyoruz. Yurttaşlarımızın güvenliğini sağlamak için ömrünü tamamlayan, tehlike arz eden ağaçlarda ilgili kurullardan izin alarak budama, seyreltme, hafifletme çalışmaları yapıyoruz. Diğer yandan ağaç ve çalı dikimlerimiz devam ediyor. Yeni türlerle faunayı genişletmeye çalışıyoruz. Oksijeni ve yeşil dokuyu artırmak için değişik türleri kullanıyoruz. Başkanımızın dikimini yaptığı Bella Sombra, şişe ağacı, ligustrum gibi türleri çoğaltıyoruz. Bunların birçoğu gölge alan yaratarak kentsel ısı adası etkisini azaltacak bir kısmı da bitki çeşitliliğini artıracak” şeklinde konuştu. *- ALTYAPI DA ELE ALINIYOR Alandaki yeşil düzenlemelerinin yanı sıra teknik ekipler parkın elektrik ve su alt yapısında yaşanan arızalara anında müdahale ediyor. Modern kanalizasyon, yağmur suyu drenaj, yangın hidrant, akıllı sulama, aydınlatma ve sürdürülebilir enerji altyapı sistemleriyle Kültürpark'ın altyapısı rehabilite ediliyor. Yoğun kullanıma sahip olmayan lunapark alanının bir arboretum veya botanik bahçesi olması için adımlar atıldı. 30 Ekim 2020 İzmir depremi sonrası İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet binasına dönüştürülen fuar hollerinin, yeni hizmet binasının yapılmasının ardından Kültürpark’tan kaldırılarak, dev alanın yeşil alana dönüştürülmesi hedefleniyor. *- İZMİR’İN TARİHİ GAZİNOLARI Kültürpark’taki Ada ve Göl gazinolarının aslına uygun olarak yenilenme çalışması tüm hızıyla devam ediyor. Göl Gazinosu’nda yıkılan binanın yeniden yapım sürecinde kaba inşaatın büyük bölümü tamamlandı. Ada Gazinosu’nda ise binanın korunan alanları dışında ekonomik ömrünü tamamlayan kısımlarının yıkım süreci bitti. Müze ve kafeterya olarak hizmet vermesi öngörülen Göl Gazinosu’nun 2025 yılında yapılacak 94’üncü İzmir Enternasyonal Fuarı’nda açılması planlanıyor, 2026 yılında açılması hedeflenen Ada Gazinosu ise restoran olarak hizmet verecek. Kent belleğinde önemli yer eden iki yapı tarihi kimlik ve karakterlerine yakışır şekilde İzmir halkıyla buluşacak. *- TARİHİ KAPILAR YENİLENDİ Kültürpark’ın Türkiye Cumhuriyeti’ni simgeleyen kapılarında restorasyon, rekonstrüksiyon ve güçlendirme çalışmaları yapıldı. Lozan, Montrö, 9 Eylül ve Cumhuriyet kapıları yenilenerek hem sağlamlaştırıldı hem de görsel açıdan yenilendi. 26 Ağustos kapısında ise güçlendirme çalışmaları hızla devam ediyor. Dünyanın farklı ülkelerinden katılımcıların, gastronomi, dans, müzik, resim, heykel gibi kültür sanat faaliyetleriyle İzmirlilerle buluşması için çeşitli etkinlikler önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek. Kültürpark’ta yapılmaya başlanan Yeni Yıl Festivali, 14 Şubat Sevgi Festivali gibi etkinliklere özel günlerde yenileri eklenecek İzmirliler’in Kültürpark’ta buluşarak daha eğlenceli vakit geçirmeleri sağlanacak. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BÖYLE BİR ANLAŞMA GÖRÜLMEDİ... DENİZİ YOK ANLAŞMAYA LİMANLAR KONULDU...

ANAHTARI SİZDE OLMALI

SAHTEKARLIĞI NORMAL KARŞILIYOR!