KELEBEKLERDEN SONRA BAL ARILARI DA...

YAŞAR EYİCE *- TANITIMIN ÖNEMİ Anadolu’yu biliyor muyuz? Sanmıyorum. Öyle ki, yaşadığı, doğduğu büyüdüğü kenti bile güzellikleriyle bilenlerin sayısı çok azdır. Bu sözleri bilerek ve ısrarla yazıyorum. Çünkü yaşam şartları bizleri bu hale getirmiştir. İşten eve, evden işe!’ Yaşamımız böyle geçiyor. Özellikle büyük şehirlerde, bırakın başka mahalleyi, arka sokakları bilen bile yok. Haberleşme nasıl oluyor? Komşu komşuya anlatırsa… Ama; Ayşe ve Fatma, ya da Ali Dayı ile Adem emmi ne yapmış, bunu öğrenmede üzerimize yok. Bir ara ‘gezginleri’ okuyordum… Yaşadığımız, bildiğimizi sandığımız kentleri öyle güzel ve derinlemesine anlatıyorlardı ki, şaşmamak elde değildi. Kısaca yaşadığımız kenti ve çevremizi bilmiyoruz, bildiğimizi sanıyoruz. Şimdi bazı kentlerin belediye başkanları, ‘Kenti tanıtma turları’ düzenliyor. Bir bakıyorsunuz öğrencileri, sırasıyla, mahalle halkını, ya da kadınları ayrı ayrı alıp, bilen nezaretinde gezdiriyorlar. Böylece hem kaynaşma sağlanıyor, hem de bilgilendirme oluyor. Özellikle Anadolu’nun kentlerine sesleniyorum: Şehrinizin giriş noktalarına, mutlaka, gelip- geçenlerin dikkatini çekecek şekilde ‘turizm bürolar’ kurun, şehrinizde kalmalarını ve gezilecek, alınacak hediyeleri anlatın… Göreceksiniz, kazanan hem ziyaretçiler hem de kentinizin halkı, esnafı olacaktır. Ama iş ciddi tutulursa… Bunu çok önemsiyorum… Lafla ‘Bekliyoruz!’ demekle olmaz… İlk adım sizden gelmeli… Tabi şehrinizi ve insanlarınızı seviyorsanız, yoksa bu sevda başka zamanlara kalır… *- TEDAVİSİ İMKANSIZ Sevgili okuyucularım, şimdi, ‘Önemli olan bedeninizdeki engeller değil, kafanızdaki tembelliklerdir’ diyen İngiliz Fizikçi Stephen Hawking’in, öğrencilerine yazdığı mektuplardan alıntıları, birbirinden değerli ve anlamlı sözleri paylaşmak istiyorum. Peki kimdir bu Stephen Hawking? Stephen Hawking, 8 Ocak 1942'de Oxford, İngiltere'de doğdu, 14 Mart 2018'de Cambridge, İngiltere'de vefat eden ünlü bir İngiliz fizikçi, kozmolog, astronom, teorisyen ve yazar. Kendisi ilköğreniminde parlak bir öğrenci olarak tanınmadı. Matematik dalında öğrenim görmek için girdiği üniversitede, matematik bölümü olmaması üzerine fizik bölümüne girdi. Cambrige’e geldiği sıralarda, bir motor nöron hastalığı olan ve tedavisi olmayan Amyotrofik Lateral Skleroz’a yakalandı. 1985 senesinden sonra sesini de kaybeden Hawking, kendini tekerlekli sandalyesindeki, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı vasıtasıyla iletişim kurmaya başladı. Kara deliklerle ilgili teorileri ve kuantum fiziği alanındaki çalışmalarıyla, günümüzde yaşayan, en tanınan bilim adamı olarak kabul edilen Hawking’in kitapları, 40 dile çevrildi. *- BİLGİSAYAR YARDIMIYLA KONUŞABİLİYOR Büyük bilgin, engelli yaşamına rağmen, hayata pes etmeyen, mücadeleci ruhuyla çok önemli fizikçi olan ve neredeyse hiç kimsenin aklının ermediği noktaları aydınlatan Prof. Hawking’in öğrencilerine yazdığı mektuplardan alıntılar yapılarak, özlü sözleri de kitap haline getirildi. İşte bazıları; *- Hareket edemesem de ve bilgisayar aracılığıyla konuşmak zorunda olsam da, zihnimde özgürüm. *- Hayatta yapabileceğin en iyi şey, kendine inanmaktır. *- İnsanların suçluluk bulma becerileri o kadar büyüktür ki, mutlaka kendilerini suçlayacak bir şey bulurlar. *- Denemeyi bırakana kadar, asla başarısız olamazsınız *- Hayattaki en büyük kayıp ölüm değildir, en büyük kayıp; yaşarken içimizde ölen şeylerdir. *- Hiç hata yapmamış biri, aslında hiç yeni bir şey denememiştir. *- Sevgi, eylem olmadığında bir hiçtir. Güven, kanıt olmadığında bir hiçtir. Özür, değişim olmadığında bir hiçtir. *- Her birimiz büyük bir ihtimalle, bir öğretmen sayesinde, hayatta neler yapabileceğimize karar veriyoruz. *- Bugünün bilim kurgusu, genellikle yarının bilimsel gerçeğidir. *- Eğer birinin seni görmezden geldiğini hissediyorsan, bir daha onlara yaklaşma. *- Bazı insanlar o kadar sessiz ve güçlüdürler ki, onların çektiği acıları fark etmeyiz bile. *- Yeniden başlamak için korkma! Bu sefer sıfırdan değil, deneyimden başlıyorsun. *- En güçlü halin, en sakin olduğun andır. Sakin bir zihne sahip, vahşi bir insan, her şeyi başarabilir. *- ASLA YALAN SÖYLEME İngiliz Fizikçi, Prof. Dr. Stephen Hawking’e ve fikirlerine karşı olanlar ve koyu muhafazakarlar hakkında çok aleyhte şeyler söylüyorlar. Prof. Stephan ise buna rağmen bildiğini okuyor ve gerek sohbetlerinde gerekse anlatımlarında en fazla ‘Yalana’ karşı olduğunu açıkça belirtiyor. Şimdi öğrencilerine yaptığı öğütlerden bazılarını paylaşmaya çalışayım: *- Başarılı olmak istiyorsan bir kuralı mutlaka kabul etmelisin; Kendine asla yalan söyleme!... *- Öfke anında bir damla sabır, seni yüz pişmanlık anından kurtarır. *- Para, insanlığın en kötü buluşu olabilir, ama insan doğasını test etmek için en güvenilir araçtır. *- Birine verebileceğin en değerli hediye, zamanındır. Çünkü zamanını verdiğinde, geri alamayacağın hayatının bir parçasını veriyorsun. *- Erken yaşta, ölme ihtimaliyle yüzleşmek; yaşamınız sona ermeden önce, yapmak istediğiniz pek çok şey olduğunuzu fark etmenizi sağlıyor. *- Sözlere değil eylemlere güvenin. İnsanlar her şeyi söyleyebilir ama yaptıkları her şeyi anlatır. *- İnsanlar kaderlerini değil, alışkanlıklarını seçer. Alışkanlıkları ise kaderlerini belirler. *- Zeki insanlar konuşmadan önce düşünür, bilge insanlar ise konuşmadan önce, derinlemesine düşünür. *- Babam hep şöyle derdi; Sesini yükseltme, düşüncelerini güçlendir. *- Sessizlik ve gülümseme, hayatın iki büyük gücüdür. Gülümseme birçok sorunu çözer, sessizlik ise sorunlardan kaçınmanı sağlar. *- Her şeyin önceden yazıldığına inananlar bile, karşıdan karşıya geçerken, iki tarafa bakmayı ihmal etmez. *- Kimseye olan ilgimi asla sahte göstermedim. Eğer artık umursamıyorsam, bunun nedeni, senin buna değmediğini anlamış olmamdır. *- Sahte arkadaşlar gölge gibidir. Güneşte seni takip ederler, karanlıkta ise ortadan kaybolurlar. *- Sevgi dilencisi olma, sevgi bağışçısı ol. Güzel insanlar her zaman iyi değildir. Ama iyi insanlar her zaman güzeldir. *- KİMN İÇİN? Stephen Hawking’in kısa ve öz konuşmalarında mutlaka insanlar için mesajlar var. Bunlar zaten anlayanlar için açık oldukları gibi yorum da istiyor. İşte bunlardan bazıları: *-Zamanını seni koşulsuz sevenlere harca. Sadece şartlar onlar için uygun olduğunda seni sevenlere asla harcama. *- Dünyaya uzaydan baktığınız zaman, kendimizi bir bütün olarak görüyoruz. Ayrışmaları değil, birliği görüyoruz. Bu, mücbir bir mesajı olan öylesine basit bir görüntü ki; tek gezegen, tek insan ırkı. *- Yaşamın olduğu yerde, umut da vardır. *- Yaşam ne kadar kötü gözükürse gözüksün, her zaman yapabileceğiniz bir şeyler vardır. Mutlaka başarabileceğiniz bir şeyler vardır. Yaşamın olduğu yerde, umut da vardır. *- Evren hakkında anlaşılması en zor şey, anlaşılır olmasıdır. *- Sessiz insanlar, en gürültülü zihinlere sahiptirler. *- Biz, oldukça ortalama bir yıldızın ufak bir gezegenindeki gelişmiş maymun türleriyiz. Fakat evreni anlayabiliyoruz. İşte bu bizi çok özel kılıyor. Bu durum, zamanın her şeyin başlangıcı olduğu anlamına gelir. Her şeyin nasıl başladığını anlayabilmek için evrenin dışında bir güç aramaya çalışmamalıyız. *- Eğer uzaylılar bizi ziyaret ederse, sonuç pek muhtemel Kolomb’un Amerika’ya ayak bastığındaki gibi olur. Bu da yerli Amerikalılar gibi çok iyi olmamıştı. *-Hayatım boyunca büyük sorunlarla yüzleşmekten büyük zevk aldım ve onlara bilimsel yanıtlar vermeye çabaladım. Belki de bu yüzden fizik üzerine yazdığım kitaplarla, Madonna’nın seks üzerine yazdığı kitaplardan çok daha fazla kitap sattım. *- Zekâsıyla övünen insanlar, kaybedenlerdir. *- Çocuklarla zaman geçirmek, onlara para harcamaktan daha önemlidir. *- İyi bir ilişki ve dostluğun temeli güvendir. Ne sırlar, ne de yalanlar barınabilir. *- Başarılı bir insan olmaya çalışmayın, bunun yerine değerli bir insan olun. *- Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız onu bir amaca bağlayın, insanlara veya eşyalara değil. *- Ne üzücü bir dönem! Bir atomu parçalamak, bir ön yargıyı parçalamaktan daha kolay. *- Kendi yalanlarına inanan insanlarla tartışarak, zamanınızı boşa harcamayın…” Belirttiğim gibi daha sayısız özdeyişi var bu bilim insanının, hayatı kitap. Hakkında anlatılacak çok şey var. Şimdilik bu kadar!.. *- KELEBEKLERDEN SONRA Şanslı bir bal arısının yaşamı 6 bilemediniz 7 hafta kadardır ki bu kovana bir eşek arısı saldırısı olmazsa yaşayacağı süredir. 6 haftalık ömrü boyunca bir işçi arı sadece bir çay kaşığı kadar bal üretir. Bir arının tüm ömrü boyunca çalışıp didinip ürettiği balı biz belki de kahvaltı da ıhlamurumuza koyarız ve oradaki emeği aklımızın ucuna bile getirmeyiz. Bir kilo bal yapmak için arı kolonisi 14 milyon çiçeğe konar. Bir kilo bal için 3 kilo nektar toplanması gerekir. *- İNSANIN GÜÇ KAYNAĞI Sonra da insanoğlu çıkıp boşu boşuna yaşadığından dem vurur durur. İnsan yeryüzünde olmasa dahi doğa varoluşunu devam ettirebilir. Oysa bütün bir ömrü boyunca bir çay kaşığı bal üreten bir minik canlı olmasa insan dünya üzerinde en fazla 4 yıl kalabilir... *- TÜRFAD'DAN ÖDÜL Türkiye Futbol Adamları Derneği (TÜRFAD) İzmir Şubesi’nin geleneksel törenine davetli idim. Spor Adamı Başkan Bahri Vreskalı’ya jestinden teşekkür edemediğim gibi şehir dışında olduğum için bu önemli ‘Vefa gecesine’ katılamadım. Bir zamanlar bana da TÜRFAD tarafından ‘Hizmet Ödülü’ vermişti, jüri üyeleri. Elimde, Karşıyaka Spor Kulübü yönetiminde yaptığı hizmetler dolayısıyla Mehmet Ali Kasalı’nın ödüllendirdiği fotoğrafı bulunuyor. Kasalı’nın ödülünü Türkiye Meclis Üyeleri Birliği Genel Başkan Yardımcısı Kemal Sevinç takdim etmiş. Özetle, TÜRFAD İzmir Şubesi’nin Konak Belediyesi’nin katkılarıyla bu yıl 26.’sını düzenlediği ‘İnsanlar Yaşarken de Anılmalıdır’ Ödül Töreni’nde spora emek verenler Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde ödüllendirildi. Spor ve futbol camiasını buluşturan törene Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, Konak Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan, TÜRFAD İzmir Şube Başkanı Bahri Vreskala, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Genel Başkanı İsmail Dilber, İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı (İZVAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Erten ile birlikte çok sayıda davetli katıldı. *- “ŞAMPİYONLAR” KULÜBÜ İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü yarım asra yaklaşan geçmişi, ulusal ve uluslararası arenada sayısız kupa ve şampiyonlukları, 32 aktif branşta bin 350 lisanslı sporcusu ve tesisleriyle kent sporunun lokomotifi olmayı sürdürüyor. Sporcu yetiştiren ve aynı zamanda kulvarlarda yarışan kulüp 2024 yılında bireysel branşlarda 180’i altın olmak üzere toplam 482 madalya, takım sporlarında ise 23 şampiyonluk ve 42 kupa kazandı. İzmir’i gururlandıran başarıların ardından 2025 yılı için hedefler büyüdü. İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü sporcuları, 2024 yılında Bulgaristan, Macaristan, Hırvatistan, Karadağ, Sırbistan, Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bahreyn, İspanya, Avusturya, Azerbaycan, Almanya, Romanya, Çekya, Slovenya ve Tayvan’da düzenlenen uluslararası turnuvalarda kenti temsil etti. Sporcular 10 farklı branşta, 17 altın, 17 gümüş ve 32 bronz madalyayı ülkemize ve İzmir’e kazandırdı. Judo 29 madalya ile zirvede yer alırken, artistik buz pateni 16 madalya ile ikinci, tekvando ise 13 madalya ile üçüncü sırada yer aldı. 18 yaşındaki tekvando sporcusu Kaan Yelaldı, katıldığı beş uluslararası şampiyonanın dördünde altın madalya kazanırken, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 12 yaşındaki sporcusu Doğa Güner, artistik buz pateni turnuvalarında üç kez birincilik kürsüsüne çıkarak İstiklal Marşı’nı gururla dinletti. İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün açık su yüzme sporcusu Emre Erdoğan, İtalya’da 59’uncusu düzenlenen 36 kilometrelik Capri-Napoli Yüzme Ultra Maratonu’nu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün “Demir Lady” lakaplı milli triatloncusu İpek Öztosun ise Belgrad’da düzenlenen IRONMAN 70.3 yarışmasını birincilikle tamamladı. 27 yaşındaki işitme engelli milli judocu Yusuf Çelik, Türkiye şampiyonu olurken Slovenya’da düzenlenen İşitme Engelliler Avrupa Şampiyonası’ndan yurda bronz madalya ile döndü. Yusuf Çelik 2025’in Kasım ayında Tokyo’da düzenlenecek İşitme Engelliler Olimpiyat “Deaflympics” Oyunları’nda ülkemizi temsil edecek. Görme engelli milli judocu Gökhan Biçer, Antalya ve Almanya’da düzenlenen Grand Prix turnuvalarında üçüncülük, para bocciada Mehmet Gülseroğlu BC4 kategorisinde Türkiye şampiyonu oldu. Kulübün down sendromlu milli sporcusu Alper Öztürk, 33 ülkeden 858 sporcunun katılımıyla Antalya'da düzenlenen Down Sendromlular Dünya Spor “Trisome” Oyunları’nda 4 altın madalya kazanarak dünya şampiyonu oldu. Aynı turnuvada İzmir’i temsil eden down sendromlu milli sporcu Selin Durgut ise ritmik cimnastik kategorisinde kazandığı üç bronz madalya ile gurur yaşattı. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü altyapısından yetişen sporcular Taha Akgül ve Buse Tosun Çavuşoğlu, 2024 Paris Olimpiyatları’nda madalya gururu yaşattı. *- DUYGULANDIM Saliha Şenkaya’nın mektubu dikkatimi çekti. Bir memleket gerçeğini, yürekten gelen sesle, kaleme dökmüş. Ben duygulandım. Şimdi de sizinle paylaşıyorum, Saliha Şenkaya’nın yazısını; “Rahmetli babacığımın Suriye sınırında gümrük memuru olarak görev yaptığı yıllarda çekilmiş olduğu bir resmin arkasında ‘İşte gedik gidiyoruz şen olasın Halep şehri’ yazısı çocukluğumdan beri yıllardır anlam veremediğim bir bir cümle olarak hep gözümün önünde canlanıp durur. Az önce,Ayvalık'lı olup Amerika'da yaşayan çok değerli bir kardeşimin Ayvalık'dan, ikamet ettiği Ülkeye giderken yazmış olduğu bir yazısında bu cümleyle karşılaştım; ‘İşte geldik gidiyoruz şen olasın Halep şehri’ birden dejavu oldum babacığımın o resmi gözümde canlanıverdi, hiç bugüne kadar bu cümlenin bir şiire ait olduğunu düşünmemiştim, değerli kardeşim şairin adını da yazmış hemen şiiri buldum ve paylaşmak istedim. Demem o ki o zamanla bu zaman arasında pek bir şeyler değişmemiş, canım babacığımın zamanında da haksızlıklar yolsuzluklar varmış, bir kat daha üzüldüm babacığımın namına… Gemisini kullanan kaptanmış! Babacığımın görevi, sınırlarda boğazlarda gemileri muayene edip, hep kaçakçıları yakalamaktı… Bu dünyada çalanlar kazanıyormuş, bir kez daha anladım, İlkemiz hep dürüstlük, hep doğruluk oldu, hep de öyle kalacak. Mekanın Cennet olsun, canım babam; ‘İşte Geldik Gidiyoruz Şen Olasın Halep Şehri!..” Ben de Saliha Şenkaya gibi, ilgi duyup, bu şiiri araştırıp buldum okudum. Sizlere de tavsiye ediyorum. Saliha Hanım, ‘Değişen bir şey yok!’ diyor, bakalım sizlerin görüşü ve düşüncesi nasıl? *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BÖYLE BİR ANLAŞMA GÖRÜLMEDİ... DENİZİ YOK ANLAŞMAYA LİMANLAR KONULDU...

SAHTEKARLIĞI NORMAL KARŞILIYOR!

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR