SADECE ÜÇ GAN ÖNCE LÜBNAN'A SALDIRAN İSRAİL'İN SİBER GÜCÜNÜ YAZMIŞTIM

YAŞAR EYİCE *- EN AKILCI GÖRÜŞ Uzun süre önce değil geçen Pazar günü ‘Kimsenin kimseyi incitmediği bir dünya olsun’ olsun diyerek ‘siber tehlikeden’ ve ‘dolayısıyla ‘İsrail’den’ söz etmiştim. Yazarken, “Şimdi birileri kabul etmediği gibi, ‘Sen İsrail’in reklamını mı yapıyorsun?’ diye yorumlar yazacağını da düşünmedim değil. Bu konuları İzmir’de ilgilenen, Türkiye’nin de beklediği tehlikelerle ilgili yazıları genelde Yeni Haber’in kurucu yöneticisi Muzaffer Tezel’den takip ederim ama bu kez atladı ve onun önüne geçtiğimi de Kıdemli Gazeteci Ünal Tümin’den öğrendim. Usta Gazeteci Ünal Tümin’e ‘Kıdemli’ dememin nedeni de 86 yaşına rağmen 66 yıldır kalemi elinden bırakmamasından… Hani İstanbul’da ‘usta’ diye geçinin 35 yıllık meslektaşlarımızı ikiye katlıyor. *- TOPA TÜFEĞE, BOMBAYA KARŞI İki gündür ‘dünya İsrail’in Lübnan’a yaptığı siber saldırıyı’ konuşuyor. ‘Acaba Ortadoğu’da başlayacak harp, bütün dünyayı etkileyip, saracak mı? Üçüncü dünya savaşının kıvılcımları, şimdi de Filistin’den sonra Lübnan’a mı sıçradı?’ Aynen, Diyarbakır’daki ‘Aile içindeki Narin Cinayetinde’ olduğu gibi, İsrail’in Lübnan’a siber saldırısı, önce çağrı cihazlarını, sonra da bazı telefonları, akla hayale gelmeyecek şekilde bomba gibi patlattı. İlk belirlemelere göre, ‘Hizbullah üyesi’ olduklarını sandıkları en az 3 bin kişiyi yaraladılar, bunlardan 10’u öldürdüler. ‘Bakalım Lübnan bu saldırıya nasıl cevap verecek?’ sorusu da gündemde. Emekli Gazeteci Halil Vural, ‘Geçen hafta okuduğum bu kitap (Michael Bar- Zohar ve Nissim Mishal’in yazdığı Mossad isimli kitap) olanların bir tesadüf değil, İsrail’in kurulduğu 1948 yılından beri adım adım her operasyonda geliştirilmiş olduğun gösteriyor. Bence 3. Dünya Savaşı siber güvenlik önlemleri almayan ülkeleri ortadan kaldıracak!’ diyor. En akılcı görüş şimdilik Halil Vural’dan… *- BİR GÜN SONRA Son zamanlarda İsrail ile Hizbullah arasında yaşanan ve binlerce Gazzelinin de kurban olduğu yaşanan savaşın biteceği bazı medyalarda yazıldığının ertesi gün bunun da hayal mahsulü olduğu, masa başında uydurulduğu, savaşın dijital dünyaya taşındığı ve belirttiğim gibi, siber saldırılarının savaşın yeni bir cephesi haline geldiğini gösteriyor. *- Şimdi birkaç gün önceye döneyim: Yani İsrail’in Lübnan’a yaptığı bu ‘haince siber saldırısının’ öncesine sizlerle paylaştığım yazımın içindekilere, Ancak o yazımın sonunda Amerika Birleşik Devletlerini bazı ‘Savaş çığırtkanlıklarından’ dolayı suçlamıştım hata mı yaptım acaba? Çünkü onların yapmayı akıllarından geçirmediğini İsrail MOSSAD ile beceriyor. Bu da artık bizim aklımızı başımıza almamızı gösteriyor. İnanılacak gibi değil, yazımın içinde de belirtmiştim, İzmir bu konuda da önde gidiyor, gerek yönetimleri gerekse İzmir’e taşınan girişimcileri ile… İzmir Enternasyonal Fuarı bu konuda bir noktada hem öncülük yaptı hem de dikkatleri topladı. Yine konuyu dağıtmadan yazımı paylaşıyorum: *- KIYAMET PROVASI MI? Sev Medya’nın internet akışında görmüştüm: 3. Dünya savaşı öncesi, ‘dijital kıyamet provası’ yapılıyor. Sibergüvenlik yazılım firması CrowdStrike şirketinin son güncellemesini ele alırsak, düşünmemiz gerektiği ortaya çıkıyor. Çabuk unutuyoruz ama biraz kafanızı yorarak, ya da bir iki aylık gazete arşivlerini tarayın ne göreceksiniz? Başta havayolu şirketleri olmak üzere işletmeler, bankalar, medya kuruluşları gibi birçok işletmede sistemler kilitlendi. Ekranlar, ‘mavi ekran’ verirken; adeta 3. Dünya Savaşı öncesi birileri‘bırakın savaş uçaklarınızı, yolcu uçaklarınız bile havalanamaz mesajı mı verildi ?’ sorusunu aklınıza getirdi mi? Getirmediyse boş verin, bugün kendinizi izinli sayın ve yazdıklarımı da unutun. Şimdi ‘Neden?’ ve ‘Acaba!’ gibi soruları akıllarına getirenlerle yolumuza devam edelim, bakalım ne göreceğiz? Konu bizleri de çok yakından ilgilendiriyor… *- KİMLER YAPABİLİR? Dünyada faaliyet gösteren tüm siber güvenlik ve yazılım firmalarının sahipleri İsrail menşeli. Ya da sahipleri Yahudi… Facebook’tan WPP’ye, WPP’den Kantar Grup’a yani KMR ve Nielsen’e. Nielsen’den AGB’ye, AG B’den TNS ve TİAK’a uzanan ortaklık yapıları ve büyük kartelin Mossad Ajanı olan ve James Bond filmlerine ilham kaynağı olabilecek şaibeli ölümü ile WPP’nin İngiliz Yahudisi sahibi Martin Sorrell ve Türkiye’deki Musevi asıllı temsilcileri var… Biraz kafa karıştırıcı ama düşündürücü değil mi? Kitap bile yazılır… Bir yazarımızın dediği gibi, ‘Bunlar reytingleri de kontrol ederek ülkeleri de kontrol ediyorlar. ‘ Şunu da belirteyim: Şu anda Türkiye’de de aynı sistem, aynı şirketler üzerinden reklam pastasını yönetiyor. Karışık gibi görünüyor ve her şey kolay anlaşılacak sadelikti. Biraz bilgi, biraz okumak, araştırmak, biraz da yabancı dil bilmek yeter de artar… ‘Biraz’lar kartopu tanelerinin ‘cığ’ olması gibi büyür… *- ÖZEL RAPOR IVC’nin İsrail siber güvenlik sanayi hakkında yayınladığı özel bir rapora göre, İsrail’de bu sektörde faaliyet gösteren 430 şirket var. Bu sayı 10 yıl önceki, yani 2006 yılındaki 250 şirketin neredeyse iki, 20 yıl önceki, yani 1996 yılındaki 20 şirketin ise 20 katı. IVC raporunda ayrıca, 2000 yılından başlayarak yılda ortalama 52 şirketin kurulduğu, fakat bu sayının geçtiğimiz dört yılda 66’ya çıktığı belirtiliyor. Elbette ki sayının en yüksek olduğu yıl 76 şirketle 2000. Onu 73 şirketin kurulduğu 2013 yılı izliyor. Rapora göre İsrail’de son 20 yılda kurulmuş siber güvenlik şirketlerinin yarısı halen faaliyet halinde. Raporda, ‘İsrail’de yüksek teknoloji alanına giren genç ve yenilikçi şirketlerin hayatta kalma oranları göz önüne alındığında bu istisnai bir oran,’ deniyor. Şimdi bu bilgiler ışığında şunu da söyleyeyim: Neden, ‘Tükürseler boğacak’ kadar çok olmalarına, büyük servet sahibi bulunmalarına rağmen Araplar, küçücük İsrail’e karşı bir şey yapamıyorlar? Sadece arkasında Amerika olduğu için mi? *- BAĞIMLI YAPTILAR Şunu da söyleyeyim: Dünya sanayisinin de, kimyasının da aklınıza gelen her şeyin küçük ama çok önemli maddeleri İsrail’den… Dişimizi bile yaptıramayız, tohum vermezlerse ürün alamayız… 10-15 kişi ile dünyaya kafa tutuyorlar… Maharetlerini de arada gösteriyorlar, anlattığım şekilde… Barış hepimizin her konuda özlemidir. Barış ile ilgili bir yazı yazacaktım, bunları da serpişleştirecektim, sonraya kaldı. *- *- *- *- Başkan Dr,Tugay programda Yannis Ritsos’a ait Barış şiirini de okudu. İşte o şiir: *- BARIŞ BUDUR İŞTE! ‘Çocuğun gördüğü düştür barış. Ananın gördüğü düştür barış. Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış. Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba, elinde yemiş dolu bir sepet; ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak testi gibi ter damlalarıyla alnında… Barış budur işte! Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman, ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara, yangının eritip tükettiği yüreklerde ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun, ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık, boşa akmadığını bilerek, kanlarının, barış budur işte! Barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda, yüreği korkuyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda sadece. *- AÇILAN PENCERE Barış, açılan bir pencereden, ne zaman olursa olsun, gökyüzünün dolmasıdır içeriye; Gökyüzünün, renklerinden uzaklaşmış çanlarıyla, bayram günlerini çalan gözlerimizde, Barış budur işte! Bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun gözlerinin önüne tutulan kitaptır. Başaklar uzanıp, ‘ışık! Işık!’diye fısıldarlarken birbirlerine! Işık taşarken ufkun yalağından, Barış budur işte! Kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler, Geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği zaman bir bulutun arkasından, cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir işçi; barış budur işte! *- DÜRÜST BİR İNSANIN Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de bir kök olduğu zaman, gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya, geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman, dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardı sıra ve sonunda, hissettiğimiz zaman yeniden, zamanın tüm köşe bucağında acıları kovmak için, ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin. Barış budur işte! Barış, ışın demetleridir yaz tarlalarında, iyilik alfabesidir o, dizlerinde şafağın. Herkesin kardeşim demesidir birbirine, yarın yeni bir dünya kuracağız demesidir; ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle. Barış budur işte. *- UZATIN ELLERİNİZİ Ölüm çok az yer tuttuğu için yüreklerde, mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine büyük karanfilini alacakaranlığın… Barış budur işte. Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın. Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir. Ve toprakta derin izler açan sabanların tek bir sözcüktür yazdıkları: Barış Ve bir tren ilerler geleceğe doğru kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden buğdayla ve güllerle yüklü bir tren. Bu tren, barıştır işte. Kardeşler, barış içinde ancak derin derin soluk alır evren. Tüm evren taşıyarak tüm düşlerini. Kardeşler, uzatın ellerinizi; Barış budur işte! *- KIYAMET PROVASI MI? Sev Medya’nın internet akışında görmüştüm: 3. Dünya savaşı öncesi, ‘dijital kıyamet provası’ yapılıyor. Sibergüvenlik yazılım firması CrowdStrike şirketinin son güncellemesini ele alırsak, düşünmemiz gerektiği ortaya çıkıyor. Çabuk unutuyoruz ama biraz kafanızı yorarak, ya da bir iki aylık gazete arşivlerini tarayın ne göreceksiniz? Başta havayolu şirketleri olmak üzere işletmeler, bankalar, medya kuruluşları gibi birçok işletmede sistemler kilitlendi. Ekranlar, ‘mavi ekran’ verirken; adeta 3. Dünya Savaşı öncesi birileri‘bırakın savaş uçaklarınızı, yolcu uçaklarınız bile havalanamaz mesajı mı verildi ?’ sorusunu aklınıza getirdi mi? Getirmediyse boş verin, bugün kendinizi izinli sayın ve yazdıklarımı da unutun. Şimdi ‘Neden?’ ve ‘Acaba!’ gibi soruları akıllarına getirenlerle yolumuza devam edelim, bakalım ne göreceğiz? Konu bizleri de çok yakından ilgilendiriyor… *- KİMLER YAPABİLİR? Dünyada faaliyet gösteren tüm siber güvenlik ve yazılım firmalarının sahipleri İsrail menşeeli. Ya da sahipleri Yahudi… Facebook’tan WPP’ye, WPP’den Kantar Grup’a yani KMR ve Nielsen’e. Nielsen’den AGB’ye, AG B’den TNS ve TİAK’a uzanan ortaklık yapıları ve büyük kartelin Mossad Ajanı olan ve James Bond filmlerine ilham kaynağı olabilecek şaibeli ölümü ile WPP’nin İngiliz Yahudisi sahibi Martin Sorrell ve Türkiye’deki Musevi asıllı temsilcileri var… Biraz kafa karıştırıcı ama düşündürücü değil mi? Kitap bile yazılır… Bir yazarımızın dediği gibi, ‘Bunlar reytingleri de kontrol ederek ülkeleri de kontrol ediyorlar. ‘ Şunu da belirteyim: Şu anda Türkiye’de de aynı sistem, aynı şirketler üzerinden reklam pastasını yönetiyor. Karışık gibi görünüyor ve her şey kolay anlaşılacak sadelikti. Biraz bilgi, biraz okumak, araştırmak, biraz da yabancı dil bilmek yeter de artar… ‘Biraz’lar kartopu tanelerinin ‘cığ’ olması gibi büyür… *- ÖZEL RAPOR IVC’nin İsrail siber güvenlik sanayi hakkında yayınladığı özel bir rapora göre, İsrail’de bu sektörde faaliyet gösteren 430 şirket var. Bu sayı 10 yıl önceki, yani 2006 yılındaki 250 şirketin neredeyse iki, 20 yıl önceki, yani 1996 yılındaki 20 şirketin ise 20 katı. IVC raporunda ayrıca, 2000 yılından başlayarak yılda ortalama 52 şirketin kurulduğu, fakat bu sayının geçtiğimiz dört yılda 66’ya çıktığı belirtiliyor. Elbette ki sayının en yüksek olduğu yıl 76 şirketle 2000. Onu 73 şirketin kurulduğu 2013 yılı izliyor. Rapora göre İsrail’de son 20 yılda kurulmuş siber güvenlik şirketlerinin yarısı halen faaliyet halinde. Raporda, ‘İsrail’de yüksek teknoloji alanına giren genç ve yenilikçi şirketlerin hayatta kalma oranları göz önüne alındığında bu istisnai bir oran,’ deniyor. Şimdi bu bilgiler ışığında şunu da söyleyeyim: Neden, ‘Tükürseler boğacak’ kadar çok olmalarına, büyük servet sahibi bulunmalarına rağmen Araplar, küçücük İsrail’e karşı bir şey yapamıyorlar? Sadece arkasında Amerika olduğu için mi? Yazımın sonunu ‘Yaşayanlar görecek!’ demiş, biraz daha ileri zamanı kastetmiştim. Meğer bu zaman o kadar uzak, sadece 3-4 gün uzaktaymış… *- BAĞIMLI YAPTILAR Şunu da söyleyeyim: Dünya sanayisinin de, kimyasının da aklınıza gelen her şeyin küçük ama çok önemli maddeleri İsrail’den… Dişimizi bile yaptıramayız, tohum vermezlerse ürün alamayız… 10-15 kişi ile dünyaya kafa tutuyorlar… Maharetlerini de arada gösteriyorlar, anlattığım şekilde… Şimdi bunlara, bizim bazılarımızın ‘Yere göğe sığdıramadığı’ Arap hayranı olanlarımız var ya, internette ‘Taş atarak uçak düşürebileceklerini’ söyleyenler var ya, biraz düşünseler durumu kavrayacaklar. Zaten biraz düşünseler, onlar da okumaya ve labaratuar kurmaya, araştırmaya kafa yorarlar, o zaman daha doğru karar alacaklarını görürler. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Bize çocukluğumuzda bunu öğretmişlerdi. Bunlar bunu da bilmiyor, dünyadan bi haberler… Şimdi, yani İsrail’in bu kez Lübnan’a siber saldırısının ardından, tüm ülkeler, tüm telefon üreticileri ‘heckerler’ gibi ortaya çıkan bu ‘siber saldırılara’ karşı tedbirleri almak için kolları sıvadılar. Gerek bilgisayar, tablet, telefon başta olmak üzere tüm dijital cihazların ısınmamalarını, uzun süre ‘bilgisayar oyunlarının’ da ısınmalara yol açmalarının birer bomba halini alabileceği uyarısında bulunuyorlar. Aman Dikkat! *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BÖYLE BİR ANLAŞMA GÖRÜLMEDİ... DENİZİ YOK ANLAŞMAYA LİMANLAR KONULDU...

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR