GÜZEL TALEPLER DE, NEDENSE HEP GEÇİŞTİRİLİYOR
YAŞAR EYİCE
*- MÜMKÜN DEĞİLDİ AMA!..
Gazeteci Yusuf Yavuz ‘Açıkgazete’ de yazmış!
Yusuf Yavuz yazısına, ‘Bir insan kaç kez öldürülür?
Ya da bir ampulün yanması için kaç hayatın sönmesi, kaç canın yok olması gerekir?
Bunlar son yıllarda Türkiye'de yıkım siyasetinin cevabına çalışmadığı sorular.
Burası Torosların koynunda, Köprüçay'ın kıyısında bir köy. Adı Darıbükü’ diyerek, görüntülerini de göndermiş!
Yusuf Yavuz’un anlattığına göre:
Isparta'nın Sütçüler ilçesine bağlı bir köy olan Darıbükü'de 2012 yılında bir baraj inşasına başlandı.
İtirazlar, davalar sonuç vermedi.
Vadide büyük bir yıkıma neden olan Kasımlar Barajı, 2016'da su tutmaya başladı. Yeşillikler içindeki köyün büyük kısmı su altında kaldı…’
Mayıs 2016'da baraj şirketi köylülere 15 gün süre verdi ve bu süre içinde evlerini boşaltmaları istendi.
Bu mümkün değildi.
*- GÖRÜNTÜLERİ VAR
Kasım 2016'da çekilen görüntülerde ise suların yavaş yavaş köyü yutmaya başladığı, bazı köylülerin halen eşyalarını kurtarma telaşında olduğu görülüyor.
Ormanlarla ve dağlarla çevrili bir vadinin kalbinde yüzlerce yıldır geçimlik tarım ve zanaatkarlık ile yaşamını sürdüren insanlar bir şirket eliyle adeta vadiden süpürülüyordu.
Aslında, toprağından vahşice kazınıp süpürülen bir yaşam ustalığı, yüzlerce yıllık bir kültürdü.
*- SULAR YİNE SULAR…
Yusuf Yavuz devam ediyor ve neredeyse her satırını fotoğraflarla belgelemek istiyor, şöyle konuşuyor:
‘Sular yaşam verirken, sular kutsanırken, sulardan korkulurken, sular yükselirken oradaydık.
Yıllarca kıyısında yaşam sürülen suyun ocaklar söndürdüğüne tanıklık ettik.
Karıncalar gibi yuvalarını terk etmek zorunda kalan insanların ruhlarındaki yıkımın izlerini gözlerinde gördük!...
Yüzlerce yıldır yanı başında can buldukları, buğday yıkayıp, keçi-koyun kırktıkları, süt ve ekmek mayalayıp ocaklar tüttürdükleri kızlar ve oğullar yetiştirip kınalar, türküler yaktıkları evleri, yurtları, asker uğurladıkları yolları sessizce suya gömülürken, oradaydık...
*- HEP ORADAYDILAR
Evler yıkılıp ocaklar sönerken, bu yıkım yerinden elleriyle eşyalarını kurtarmaya çalışırlarken oradaydık.
Gururla askere uğurladıkları oğullarının, vatan sevgisiyle kapılara, pencere kenarlarına iliştirdikleri anıları orada öylece kalırken oradaydık. Suya düşen sanki vatandı!’
*- TASI TARAĞI TOPLADILAR
Darıbükü köyünün büyük kısmı Kasımlar Barajı ve HES projesinin sularına gömüldü.
Çoğu köylü tası tarağı toplayıp yurtlarını terk etmek zorunda kaldı. Bazıları için de bu enkazın kıyısında 25 tane derme çatma betonarme ev yapıldı.
Kalanların ruhları bu yıkımdan ağır yaralıydı...
Köy su altında kalınca, vadinin karşısındaki arazilerine ulaştıkları tek köprü de suya gömüldü.
Binlerce dönüm arazi gidilemez, ekilemez, kuş uçmaz, kervan geçmez hale geldi.
Elleriyle toprağa diken insanlar artık uğramayınca elma, kiraz, ceviz ve armut ağaçları öksüz kaldı.
*- KÖPRÜ NİYETİNE
Suyun ayırdığı arazilerine gidemeyen köylülerin ısrarı üzerine şirket lütfedip uzak bir yerde uyduruk bir geçit yaptı.
DSİ de bunu ‘köprü!’ niyetine kabul etti.
Ama her güçlü yağışta sele kapılan bu geçit de bir çare olmadı.
Talepler ilgili kurumlar tarafından geçiştiriliyor.
Köylüler suyun öte yakasındaki arazilerine artık uzaktan bakıyor.
Yıllardır kimse arazileri ekemiyor.
Bu yıl bir köylü 20 km'lik yolu göze alıp karşıdaki tarlasına buğday ekmiş. Ancak hasat etmenin maliyeti boyunu aşınca ürünü tarlada öylece bırakmış.
Nasıl bir kötülüktür bu?
*- YARIŞMALIK YAZI ve FOTOĞRAFLAR
Darıbükü köyünün hikayesi uzun.
‘Her fırsatta bu dramın öyküsünü anlatmaya çalıştım, onlarca haber, yazı, tv programları ve belgeseller yaptık. Barajın suları üretim için her çekildiğinde, sulara gömülen bu trajedi yeniden su yüzüne çıkıyor ve acılar yeniden hatırlanıyor.’ diyor Yusuf Yavuz…
Fotoğraflarda;
Bazen sular çekildiğinde, bir Cuma günü suya gömülen köyün camisinin çatısındaki hoparlör ve belki de artık gidilemeyen karşı yamaçlardaki elma ağacının meyvelerinin kurutulup saklanan ürünlerinin saçılmış hali görülüyor.
Belli ki aceleyle elma kurularını alamadan gitmişler.
Bazen ise evlerin önünde boy boy büyüyen kargıların kökleri beliriyor suların altından.
Kargı (kamış), halkın belleğinde masallardaki küheylanlar ve yiğit insanların iyilik ve güzellik uğruna savaşımındaki silahıdır.
Gerçek hayatta ise sepetten oltaya her işe yarayan bir bitki..
*- ENKAZ KALDIRILSIN!
Darıbükü köylüleri yıllardır barajın vurduğu yaşamlarını yeniden toparlamaya, hayata tutunmaya çalışıyor.
Ancak hep bu trajediyi izlemekle cezalandırılmış gibiler.
Geçmişteki anıları, yaşamları, evleri bahçeleri sürekli yıkımın med-ceziriyle bir görünüp bir kayboluyor.
Köylüler hiç değilse bu enkazın kaldırılmasını, geriye kalan yaşamlarında bu acıyı her defasında yeniden yaşamadan ömürlerini tamamlamak istiyorlar.
Bu çok da anlaşılmaz bir talep değil.
Çünkü birinin acısı diğerine 'turistik' bir fotoğraf olarak sunularak yara kanatılıyor.
*-
Yorumlar
Yorum Gönder