AYDIN'DA GÜZELLİK YARIŞMASI
YAŞAR EYİCE
*- KUŞADASI MÜBADELE EVİ
Bugün size bir tanıtım yapmak istiyorum.
Türkiye’de turizme açılan ilk sahil kentlerinden biri olan Kuşadası’nda bir etkinlik, daha doğrusu bir dernekten söz edeceğim.
Notlarımı Sev Medya’nın yazarlarından Mehmet Özçakır’dan aldım.
Tabii bunun için Prof. Dr. Erkan Sevinç’e de teşekkür etmem lazım.
Önce bilgi anımsatması ile başlayalım:
Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi, 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması’na ek olarak yapılan sözleşme uyarınca Türkiye Cumhuriyeti ve Yunanistan Krallığı’nın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine tehcir ve zorunlu göçe tabi tutmasına verilen addır. Göçe tabi tutulan kişilere ise ‘mübadil’ denir.
‘Nerelisin?’ diye sorulduğunda en kısa cevap, ‘doğduğum ve büyüdüğüm, çocukluğum ve gençliğimin geçtiği yer’ olarak tanımlanır.
‘Anavatan‘a geldikleri günden itibaren, ’komşu vatana’ duyulan hasret ile bir çok il ve ilçede dernek, vakıf altında birleşen ‘Mübadiller’ Aydın’da, Didim, Güzelçamlı ve Kuşadası ile Germencik- Mursallı’da dernek çatısı altında toplanarak, ortak anılar ortak dostlar ve yaşanan acı tatlı geçmiş ortak anıları yad ediyorlar.
*- BÖL – PARÇALA METODU
Burada şunu belirteyim;
‘İster mübadil, ister göçmen, ister muhacir diyelim, adlandıralım, Mehmet Özçakır’ın da dediği gibi sayısız dernekleri bulunuyor.
Bunun nedeni bir noktada böl- parçala sistemidir.
Bu konuyu da bir gün derinlemesine inceleyeceğim.
Çünkü bu bazı menfaat guruplarının işine gelmektedir.
Tabii bazı yabancı güçlerin de…
‘Birlik ve beraberlik’ temaları son zamanlarda, yurtseverlik ile birleşerek, bazı önemli atılımlar ve düşünceler de ortaya çıkmıştır.
*- KUŞADASI’NDAKİ DERNEK
Bu derneklerden biri de, 2008 yılında kurulan tam adıyla ‘Kuşadası Selanik Mübadillleri ve Rumeli Göçmenleri Derneği’.
İlçe merkezinde Camiatik mahallesi, İki oluklu semti, Yıldırım Caddesi’nde bulunan tarihi bir konakta faaliyetini sürdüren derneğin başkanlığını Ahmet Altunsay yürütüyor.
Çeşitli alt zümreler oluşturularak, her hafta bir faaliyetin bu zümreler eliyle yapıldığı yazarlar, şairler, mübadale tanıklarının yaşanmış aile öyküleri ile düzenlenen etkinliklerde Kuşadası ve çevresindeki mübadiller bir araya geliyorlar.
*- TEBRİK GEREKİYOR
Gönüllü olarak hazırlanan ikramlar ile daha da keyifli sohbetlerin yapıldığı konağın, zemin katında idari bina, kütüphane ve mutfak ile ikinci el eşya satış bölümü yer alıyor.
1. katı ise ‘Mübadil Anıevi’e dönüştürülmüş.
Mübadele günlerini yansıtan her türlü eşyanın yer aldığı salon ve odalarda, giysiler, fotoğraflar, anıevine bağışlanan objeler ile 100 yıllık mübadelenin öyküsü ziyaretçilere sunuluyor.
‘Her ay bir konuk’ zümresinin başkanı Ziraat Mühendisi Hüseyin Yılmaz mübadil anılarını anlatan, kitap yazan konukları misafir ediyor.
Üyelerinin doğum günü, 23 Nisan,19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim gibi Milli bayramlarda özel anma toplantıları yapılan dernek tüm giderlerini aidatlar ve bağışçı gönüllülerden karşılıyor.
Düzenledikleri Mutfak ve gastronomi etkinliği, mübadil mutfağı, iki yakadan ezgiler sunan Mübadil Korosu ile hayli ilgi toplayan Kuşadası Mübadil Derneği bir şölen tadında etkinlikleri ile tüm Kuşadası ve Aydın’ın ilçelerindeki vatandaşların büyük ilgisini çekmeyi sürdürüyor.
*- KUŞADASI AYDIN’IN
Bilgi yarışmalarında sorulur, çok kişi de şaşırır.
‘Kuşadası, hangi ile bağlıdır?’, ya da ‘Aydın’ı denizle buluşturan ilçe?’ gibi sorular sorulur.
Çoğu kişi belirttiğim gibi ‘Kuşadası’nı İzmir’in ilçesi, İzmir’in Kuşadası’na komşu, neredeyse iç içe geçmiş ilçesi Efes Selçuk’u Aydın’a bağlı biliyor, düşünüyor.
Yıllar önce, bazı siyasiler, belki rakiplerini şaşırtmak, belki de başka düşünce ve beklentilerle, Kuşadası’nın Aydın’dan ayrılıp İzmir’e bağlanması için ‘halk oylaması’ yapılmasını gündeme getirmişlerdi.
Aynı zamanda Nazilli de, ‘Biz Aydın’dan daha büyüğüz!’ diyerek ‘il olmak’ için kamuoyu yaratmak istemişlerdi.
Bir gün bu konuları da gündeme getir, yani anlatırım.
Bu görüşlülere çok rastladığım için belirtmek istedim, bu arada.
Madem konu Aydın kentimiz, şimdi yine oradan, ilginç bir konuyu ele alan yazar Mehmet Özçakır’ın, ‘Yarım Asır Sonra!’ başlıklı yazısını birlikte okuyalım, geçmişimizi biz de hayal edelim.
*- AYDIN’IN İNCİR GÜZELİ
Her şey sosyal medyada eski Aydın fotoğraflarını paylaşan bir arkadaşımın sararmış, ‘Hayat’ dergisindeki ‘Aydın 1971 yılı İncir güzeli‘ seçilen haberi ile başladı.
İncir kraliçesinin, arkadaşım Yıldırım Demirel ile yıllar önce 1973 yılında evlendiğini öğrenince sizinle tanıştırmak istedim.
Aydın’da ilki 1969 yılında yapılan ve 7 Eylül Aydın’ın düşman işgalinden kurtuluşu ile sona eren, Aydın Festivali ve İncir Bayramı kapsamında ‘İncir Güzeli’ seçimi de yapılırdı.
İncir festivali Aydın’ın Kurtuluş bayramına denk geldiğinden, o dönem Aydın Turizm ve Tanıtma Derneği başkanı olan rahmetli Şehir Kebap salonu sahibi Rüştü Şensoy başkanlığında 4 günlük kutlama programı düzenlenirdi.
Siyah beyaz televizyonların ilk çıktığı yıllarda, halkın tek eğlencesi bu festival ve konserlerdi.
Bugün Kent Meydanı içinde yer alan eski belediye meydanı önünde develerle festival kervanı gösteri yapar, Valilik önünde temsili Türk ve Yunan kuvvetleri Aydın’ın kurtuluşunu canlandırır, geceleri de spor salonunda konserler ve İncir Güzeli yarışması yapılırdı.
*- İLKİ 1969’A YAPILMIŞTI
1969 yılında yapılan ilk İncir güzeli yarışmasında Naciye Benli Böcekli kraliçe tacını giymişti.
1971 yılına gelindiğinde Kraliçe seçilen İsmet Ülgül, Efeler Ortaokulu’nu yeni bitirmiş, Aydın’ın ‘İncir Güzeli’ olarak 1971 yılındaki ‘Hayat dergisine’ haber olmuştu.
*- 48 YIL ÖNCEKİ
İzmir den Aydın’a taşınan ailenin 4 çocuğundan ikinci çocuğu olan ve Aydın Tekstil de çalışan baba ve maharetli bir terzi olan ev hanımı annenin kızı, 14 yaşındaki İsmet ‘i yaşadığı Efeler’deki Zafer mahallesinde Hakimevleri olarak bilinen semttekibahçeli evinde ziyaret ettim.
48 yıl önceki Hayat dergisindeki haberi ve eski siyah beyaz fotoğraflarla zaman tüneli içinde bir yolculuğa çıktık. Aslında o yıllarda kızların böylesine yarışmalara katılmalarına, ailelerin taassubu engel olurdu. Evlenecek kızın geleceği için toplum baskısı ve eleştiri konusu olması açısından, kim bilir nice güzeller evlerinden izin çıkmadığı için, yarışmaya katılamamıştı.
*- KRAL İLE KRALİÇE
Doğduğu ay Balık burcunun sıcaklığında ve sempatisi içinde karşılayan İsmet Ülgül Demirel ile eşi Aydın da 70’lerin yüzme ve futbol dallarında kralı Yıldırım Demirel, bugün evlatlarını evlendirip, baş başa mutlu bir evlilik sürdürüyorlar.
İsmet Ülgül 1971 yılındaki yarışmaya yapılan bir duyuru ile arkadaşlarının teşviki ile katıldığını belirterek 48 yıl önceki anılarını şöyle anlattı:
‘1971 yılı yaz ayı, okullar kapanınca, evde anneme yardımcı olmaya çalışıyor, özellikle merakım olan ve sonradan kız sanat olarak bilinen Kız Enstitüsü’ne kaydımı yaptıracaktım ve dikiş nakış işlerini becerikli annemden öğreniyordum.
Festival komitesine yaptığım başvuru sonrasında 10 kadar genç kız ile bir öğleden sonra Aydın Spor Salonu’nda seçmelere çağrıldım. Birbirimizi tanımayan 10 genç kız önce grup halinde ve sonra teker teker salonu dolaşarak, seyirci ve Jüri önünden geçerek sahneye dizildik.
‘Elbisemi kendim diktim’ ve hiç unutmam, festivale bir renk katmak ve farklılık yaratmak için üzerine gerçek ‘incir yaprakları’ ile süsledim.
Jüride hatırladığım ve Aydın Belediye Tabibi olduğu öğrendiğim Aliye Derebay adında bir kadın, benimle çok ilgilendi.
Sanıyorum Jüri, İncir Kraliçesi seçiminde iki aday üzerinde çekişme yaşıyordu.
Günümüzde ses sanatçısı Hülya Süer’in ablası Nurten Süer ile yaşanan çekişme ve oylama sonucunda beni kraliçe seçtiler.
Jüri başkanı Aliye Hanım tarafından bir şık altın bilezik, Tariş ürünü zeytin ve zeytinyağı ile yerli firmaların ürünleri ödül olarak verildi.
O akşam Aydın Tekstil bahçesinde yarışma jürisi, yarışmacılar ve protokol için yemek vardı.
Ev’e geldiğimde tüm arkadaşlarım ailem ve mahalle tebrik ettiler.
*- DİĞER GÜNLER
Ertesi gün yapılan 7 Eylül kutlamalarında beni büyük bir albayrağımıza sararak, temsili kurtuluş törenlerinde Yunan kuvvetlerinden kurtuluşu canlandırmamı istediler.
Tören alanı bu sahnede alkış ve tezahürattan inliyor, alkışlar alanı inletiyordu.
Ertesi gün yapılan Aydınspor maçının santra vuruşunu da bana yaptırdılar.
*- İSTANBUL’DAN TAKİP İÇİN GELMİŞTİ
Festivale İstanbul’dan gelen, Hayat dergisi muhabiri, ‘sinema ve ses sanatçısı olarak tekliflere ne diyeceğimi!’ sorunca, henüz 14 yaşında öğrenci olduğumu belirterek okumak istediğimi söyledim.
Ama yıllar sonra Kız Enstitüsü’nde okurken, Aydın’lı Zeki Triko’nun sahibi Zeki Başeskioğlu’nun Aydın da düzenlediği defilelerde spor salonunda mankenlik yaptım.
O günlerde benimle tanışan ve açıkça ısrarına karşı çıkamadığım Aydın spor dünyasının kralı Yıldırım Demirel ile Kız Enstitüsü son sınıfında 1973 yılında evlendik.“
*- YOĞURT VE ŞEFTALİ GÜZELLERİ DE VARDI
Demirel çiftinin, ‘Erkek gibi adamın ve kocanın evinde tek erkek yeter’ özdeyişindeki gibi 3 kız çocuğu var. 2 torunları ile geleceğin kraliçelerini ve torunlarını hayata hazırlıyorlar.
İşte 1971 yılında, bundan tam 48 yıl önce Aydın İncir Kraliçesi seçilen İsmet Ülgün ve aynı yıllarda Aydın spor camiasının yüzme ve futbol kralı Yıldırım Demirel ‘in öyküsü…
Ne diyelim, mutlu sonla biten öykülerde denildiği gibi onlar ermiş muradına , biz çıkalım kerevetine!...
Bu yazıya şunu ilave edeyim.
Her kentte böyle festivaller düzenleniyor ve o kentin özeli olan meyvelerin adı verilen ‘portakaldan tutun da şeftaliye, kiraza’ kadar kent güzelleri seçiliyordu.
Bakanlık bazı festivallere maddi ve manevi katkı sağlayınca, her şehir ‘Bize de!’ diyerek yardım ve destek istemeye başladılar.
Bazıları, örneğin Van gibi şehrimizde ‘Canavar gördük!’ diyerek turist çekmek için ilginç olayları duyurup, medyaya konu oldular.
Bu da ayrı bir konu…
Yani yazacak ve anlatacak o kadar konu var ki, çoğunda Aydın’da olduğu gibi kendimizi ya da yakınlarımızı buluyoruz.
Nostaljide kendimizi buluyor, bazen mutlu oluyoruz, bazen de Sonbahar’ın hüznü çöküyor üzerimize, anılar, yapraklar gibi sararıp dökülüyor tek tek…
*-
Yorumlar
Yorum Gönder