SİZİ GİDİ KOPYACILAR SİZİ!

YAŞAR EYİCE *- KISACA ‘ÇALINTI’ DEMEK! ‘Emek çok değerlidir… Hiç kimse, bir başkasının emeğine göz dikmesin.’ denir ama uygulamada böyle mi? Emek hırsızlarını bilmeyenimiz mi var? Ama onlar kendilerini hep sütten çıkmış ak kaşık gibi tanıtırlar… Hatta tanınırlar… Bunlar fırsatçıdırlar, genelde insanların aciz durumlarından yararlanırlar, çaresizliğini kendilerince değerlendirirler. İşçinin hali ortada… Nafakasını günlük çıkarmak isteyenlerin de… Ama bir de elinde mala ya da bir aletle becerisi olmayan ya da ileri yaştakilerin bu hallerinden yararlananlar var ki, bu vicdansızlara ne dense yeridir… Bir musluk tamiri, ya da ampulü takmak, ya da bir odanın badanası için hak etmeden isteyip aldıkları para için ‘Haram olsun!’ dan başka ne diyebiliriz? Aslında bizim öğrendiğimiz, ‘İşçinin hakkının teri kurumadan verilmesi’ dir.. Bir de bu tür insanlarımız var… Bunlara ne demeli… Gerçekte iki ucu kirli değnekten farkı yoktur yaşantımızda bunların… *- KOPYACILAR Geçenlerde bir sözcük gündeme geldi… ‘İntihal!’ Ne demek bu? İntihal bir kişinin kendi eserinde başkalarına ait söz, düşünce ya da fikirleri kaynak göstermeden kullanmasına denir. Bunu kim yapıyor? ‘Büyyük!’ dediğimiz kimseler… Profesörler… Ya da yazarlar, gibi… Ama arada bunlardan para sızdırmak için ‘yalan’ söyleyenlere iftira atanlar az değildir… Televizyonlara, gazetelere, siyasetçilere, üniversitelere, bilim insanlarına, düşünürlere, öğrencilere konu olan bir Rektör vardı geçen günlerde… Adı önemli değil, zaten bir değil, birçoğu hep gündeme geliyor. Daha yakın zamanda, adı sanı olan ama hayali olduğu ortaya çıkan Yeni Pazar üniversitesi ile lise mezunu Prof sıfatlı rektörünü anlatmıştım. Kıyamet koptu mu? Hayır! *- BİR DEĞİL, BİRDEN FAZLALAR… Bu konular çok konuşulduğu ve yazıldığı için geçiyorum… Bizimle bugün ilgili olan ise ‘intihal’ idi… Ona sordular, makalelerindeki alıntıları… O da cevap verdi: ‘Alıntıları tırnak içine almayı unutmuşum!’ O zaman ne oluyor? Bir başkasının fikri kendisinin oluyor… Hadi görmedi, ‘Makalesini, tezini kabul eden kendisinin hocaları da mı görmedi, düzelttirmedi?’ Gelmiş geçmiş… Hadi kıskananlar bunu çıkardığını kabul edelim biz de unutalım, görmezden duymazdan gelelim… *- SONUCU NE OLMUŞTU? Şimdi anımsadım; Olay eski ama her an her yerde benzer davalara rastladığımız için tekrar belirtmemde sıkıntı görmüyorum: ‘Son Siyah’ kitabının yazarı Evrim D. A. bir ulusal televizyonda yayınlanan 'Akrep' dizisinin kendi romanından konu ve beş karakterin alınmasıyla meydana getirildiğini söyleyerek, senarist E.B.ve yapımcıya intihal davası açtığını açıklamıştı. Sözlü açıklamasında davasının kişisel olmaktan çok öte olduğunu vurgulayan yazar, intihal konusunun toplumu ilgilendiren etik bir sorun olduğunu belirterek şu cümleleri kurdu; ‘Bugün pek çok yazar, acaba çalınır mı korkusuyla eserlerini bir yerlere gönderemiyor. Eserimi korumaya çalışıyorum. Sanatı ve hakları korumaya çalışıyorum. Emek çok değerli. Hiç kimse kimsenin emeğine göz dikemesin, intihale cüret edemesin istiyorum.’ Artık siz bu yazdıklarımı genişletin… İsterseniz medyada tanıdıklarınızın yazdıklarınızın eserlerine bir bakın, inceleyin sonra da onlar hakkında kararınızı verin. Çünkü minareyi çalan kılıfını hazırlıyor. *- SUSUZ YAZ GİBİ… Son günlerde Sökeli çiftçilerimizin 2024 yılı pamuk üretimi sulaması konusunda yaşadıkları su sorununu nedense görünmek istenmiyor. Necati Maldar’dan öğrendiğime göre; Söke Pamuk Kooperatifi Yönetimi olarak yakından takip ediliyor, hatta bu konuda kamuya açıklama da yapıldı. TARİŞ’e bağlı, Söke Pamuk Kooperatifi Yönetim Kurulu, süreci titizlikle izlediklerini açıklayarak şöyle diyorlar: ‘Kooperatif Kanunu çerçevesinde, üyelerimizin ekonomik menfaatlerini kurumsal yapımız içinde korumak ve mesleki ihtiyaçlarını karşılamak asli görevlerimiz arasında olmakla birlikte bu sezon yaşanan sulama sorunlarının bir an önce çözülmesi amacıyla Devlet Su İşleri (DSİ) yetkilileri, Aydın Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanlığı ve Söke Ovası Sulama Birliği ile de etkin bir diyalog ve işbirliği içerisindeyiz. Bu bağlamda şunun bilinmesini isteriz ki; Yaşanan su sorunuyla ilgili olarak gerekli girişimleri ilgili mercilere ilettik ve çözüm için gerekli çalışmaları da yakından takip ediyoruz. Bu konuda endişesi olan tüm ortaklarımıza da kapılarımız ve telefonlarımız 7/24 açıktır. *- BEN DE MERAK EDİYORUM 7339 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun bize tanıdığı imkanlar doğrultusunda, dün olduğu gibi bugün ve yarın da, tüm hak arama özgürlüğümüzü ve imkanlarımızı Söke Tariş Pamuk Kooperatifi üyelerimiz için kullanmaya devam edeceğiz. Hiçbir üyemiz ve üreticimizin bundan şüphesi olmasın. Önceliğimiz bölgemizde pamuk üreticilerimizin refahı ve pamuk tarımında sürdürülebilirliği her ne pahasına olursa olsun güvence altına almaktır. Bu amaç doğrultusunda Söke Pamuk Kooperatifi olarak her zaman pamuk üreticisi cefakar ortaklarımızın yanında olduğumuzu kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.’ Açıklamayı Söke TARİŞ Pamuk Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Özer yaptı. Hatırlatayım: Söke demek pamuk demektir. Pamuk da milli, stratejik ürünlerimizin başında geliyor. Bu sıkıntılı günlerde herhalde pamuk konusunu baştan ve geniş olarak işlemem gerekecek gibi…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BÖYLE BİR ANLAŞMA GÖRÜLMEDİ... DENİZİ YOK ANLAŞMAYA LİMANLAR KONULDU...

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR