KIRMIZI HALIDA DEĞİL, ÖNEMLİ OLAN KOLKOLA BİRLİKTE YÜRÜMEK

YAŞAR EYİCE *- SIĞINACAKLARIMIZ! Semih Adıyaman açıkça belirtmiş; ‘Birilerinden kurtulmak, huzurlu olmak istiyorsanız; Kültüre, sanata, felsefeye, bilime sığının. Oraya bunlar gelmezler!’ ‘Bunlar!’ kim? Tahmin ettikleriniz… Şöyle özetleyebilirim: Arap Severler! Atatürk ve halk düşmanları! ‘Sevgi de ölüm gibi her şeyi değiştirir!’ diyen ve düşünen gençlerimizden Damla Aktan, zamanımızın bir gerçeğini şöyle dile getiriyor: ‘Son zamanlarda sadece arayanı arıyor, trip atmayana kalbimi açıyor, anlayanı anlıyorum. Kimilerine göre bencillik olan bu duruşu daha erken keşfetsem iyiymiş çünkü gelenin başımın üstünde yeri, zaten hiç gelmemiş olanın da fizana kadar yolu var. Bayramı kalpte bulan; kendini bilen, beni bilen herkesin bayram gibi tüm günleri kutlu olsun. Geçenlerde biri dedi ki, ‘Ben senin kalbini biliyorum kız gönül koyar mıyım?!’ Bu nasıl bir samimiyet, nasıl bir gerçeklik? Hah, işte onlar gelsin. Sevin yeter…’ Dikkatimi çekti; Genelde böyle felsefi diyeceğim düşünce ve erken gelen böylesi düşünceler, görüşler mutlaka ‘Sevgi’ ile noktalanıyor… Evet sevmeyi bileceğiz ama ölçülü olacağız… *- KİTAPLIĞIMDA DURUYORLAR Usta Gazeteci Cemal Bilge’yi aniden kaybettiğimiz Fethiye ile anılarım da aklıma geldi. Örneğin bir ‘Akdeniz Kitapevi’ vardı, Osman Hoca’nın… ‘Sağlık ve çocuk bakımı’ kitapları armağan etmişti 40 yıl önce… Yaşıtım oğlu, ‘Komünist Erdal’ çok önemli bir haberci – siyasetçi idi. O zamanlar da CHP ile MHP neredeyse başa baş bir şekilde yalnız Fethiye değil Muğla siyasetini de şekillendiriyorlardı. Sanıyorum 80 öncesinde idi, MHP Genel Başkanı ‘Başbuğ’ Alpaslan Türkeş ile Ankara’dan yola çıkmış, İzmir’e gelmiş, burada Bornovalı bir partilinin lüks aracı ile kendisine takip etmemi sağlamıştı. Son durak Fethiye idi… O kadar ilçede konuşma yapmıştı ama ben ilk kez Fethiye’de, Muğla’nın hiçbir yerinde dahil bu kadar taraftarı topladığına tanık olmamıştım. Zaten daha sonraki yıllarda MHP Fethiye’de belediye başkanlığını da bir ara aldı, kazandı. Sanıyorum benim de filme alınmış, yaptığım görüşmeleri içeren videoların Belediye arşivlerinde var, eğer iptal etmedilerse… *- KABUL ETMEMİŞTİM Fethiye’yi Fethiye yapanlardan biri de anımsadığım kadarıyla Şemsettin Ulusoy idi… Edremit’ten Fethiye’ye, oradan da Turgutlu’ya gönderilmiş ve sonra vali olmuştu. Fethiye’deki tüm siyasiler de, ileri gelenleri de, ‘Samimi dostlarım’ olmuştu. Ama sağa sola, köylere gidip haberler yaparken, TİP’li ‘Komünist Erdal’ın audi marka aracı idi, sayemde hurda haline gelmişti. Adalet Partili ve sonra ANAP’lı olan belediye başkanları ısrarla, birkaç konut dışında boş bir alan olan Çalış Plajlarında ‘Bedava’ denilecek bir şekilde arsa öneriyorlardı. Ne kafa ama; ‘Olmaz!’ diye adeta diretiyordum… Şimdi bir başka anımı anlatayım: *- DÜNYA AYAĞA KALKTI Avusturya Büyükelçisi’nin eşi Sefire ve kızı, Fethiye’nin koylarından birinde hunharca öldürüldü. Ben de, yalnız Muğla’dan değil, Ankara, İstanbul, İzmir ve Avrupa’dan gelen onlarca meslektaşım gazeteci gibi Fethiye’de olayı takipte idim. Ankara’dan özel polis ekipleri gibi Milli İstihbarat Teşkilatı elemanları da olayı araştırıyorlardı. Acaba Türkiye’nin dünya ile arasını siyasetten tutun da ticarete kadar bozmak isteyen yabancı ajanların parmağı mı vardı, bu dünyanın ilgisini ve dikkatini çeken hunharca işlenen cinayette… Çok kalabalık bir medya mensubu ile sivil ve resmi polisler arasında, yerel Muhabir olan Erdal Orhan, o zamanlar çok genç olan ve yerinde duramayan Gazeteci Ender Coşkun ile yan yana duruyor, resmi açıklama bekliyorduk. Yaz olduğu için beyaz bir takım elbise giyen ve papyon takan Muğla Valisi Naci Babacan Likya Oteli’nin girişindeki balkonda diğer yetkililerle konuşuyordu. Fethiyeli Erdal Orhan, İzmirli Gazeteci Ender Coşkun’un kulağına eğilerek, ‘Bak şu karşıda yetkililerle konuşan kısa boylu kişi baş garson, herşeyi biliyor ve anlatıyor, git onun cebine üç beş kuruş koy, tüm basını atlatma haberleri al!’ dedi… Bu bilgi ve fırsat kaçar mıydı? Şu anda Demokrat İzmir Gazetesinin yöneticisi ve başyazarı olan Ender Coşkun herkesin arasından sıyrılarak gitti, kolunu ‘garson’ diye tanıtılan Naci Babacan’ın boynuna dolayarak, ‘Gel seninle konuşalım’ derken, bir yandan de elindeki beş lirayı ‘Bu da senin hakkın!’ diyerek ceketinin cebine sokmaya çalışıyordu… Çevredekilerin şaşkın bakışları arasında Naci Babacan ‘Sen ne yapıyorsun, ben Valiyim!’ diyor ama dinletemiyordu. Ne olduğunu tahmin etmişsinizdir; Ender bir anda kendini polislerin altında buldu… Ara konuşmaları ve durumu geçeyim… Olgun bir yönetici olan Vali Naci Babacan, ‘Sakın genç gazeteci arkadaşımıza zarar vermeyin’ diyerek yanına aldı ve gönlünü alacak laflar etti. Muğla’ya giderken kendi makam aracıyla götürdü. Bilgilendirme yaparken sürekli yanında tuttu… Şimdi sizi o günlere bir daha götürüp olayı anlatayım: *- ÜFLESEN YIKILACAK GİBİYDİ Şener Yiğit, Fethiye, Muğla doğumlu bir Türk berberdi. 30 Eylül 1978’de, Türkiye’de tatil yapmakta olan Avusturya Büyükelçisi’nin kızı Andrea Laube’ye tecavüz etmek istedi. Andrea Laube ve annesi Verena Laube, bu saldırıya karşı koydular. Ancak Şener Yiğit, av tüfeğiyle Verena Laube’yi öldürdü. Andrea Laube ve yeğeni Haio Harms kaçtı, ancak Yiğit onları da vurdu. Andrea Laube ağır yaralandı ve hastaneye kaldırıldı, ancak kurtarılamadı. Yiğit, bu korkunç suçtan dolayı yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi sonrasında 1980–1984 arasında idam edilen 24 adli suçlu 50 mahkûmdan biriydi. Berber Şener, zayıf, cılız, itsen yıkılacak cinsten biriydi. Şimdi yine bazı magandalarda gördüğümüz gibi elinde tüfekle cesaret bulmuş, erkekliğini korumasız kadınlara göstermek istemişti. *- KİME ŞİKÂYET EDECEKSİN? Fethiye’den bir da günlük haber vereyim: Muğla Turizm Çevre Vakfı Turizm ve Ticaret Limited Şirketi'ne kiralanan Fethiye Ölüdeniz’deki Kumburnu plajına artık yayaların dahi girişi paralı... CHP’li Fethiye Belediyesi’nden alınan İnlice plajında da yaya girişi ücretli hale getirildi, araçlı giriş ücretlerine de fahiş oranda zam geldi. Ölüdeniz’deki Kumburnu Plajının zamlı araç giriş ücretleri tepki çekerken, plaja yaya olarak girenlerden bile 50 lira alınmaya başlandı. Önceden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından işletilen Kumburnu plajı ve çevresi 2020 yılında MUÇEV’e (Muğla Turizm Çevre Vakfı Turizm ve Ticaret Limited Şirketi) 20 yıllığına kiralanmıştı. Bornovalı ‘Rambo’ lakaplı Foto Muhabiri Ramazan Akın, emeklilik sonrası yerleştiği Fethiye’den verdiği bilgiye göre; Ramazan Bayramı tatilini değerlendirmek için Ölüdeniz’e gidenler girişteki araç, karavan ve otobüs için belirlenen giriş ücretlerine isyan etti. Plajdaki otoparka girişler otomobiller için 400 lira, karavanlar için 600 lira, otobüsler içinse bin 500 lira olarak belirlendi. *- İNCLİCE PLAJINDA FAHİŞ ZAM Fethiye'nin en güzel plajlarından olan İnlice Plajı 18 Mayıs 2012 yılından bu yana Fethiye Belediyesi tarafından işletiliyordu. 31 Aralık 2021 tarihinde kira sözleşmesi sona eren plaj için Fethiye Belediyesi'ne İnlice Plajı'nı boşaltması yönünde Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından tahliyes yazısı yazıldı. Bunun üzerine Fethiye Belediyesi plajı boşalttı ve geçen yıl plaj kaderine terk edildi. Plaj bu yıl ise Fethiye Şehit Yüzbaşı Özgür Özekin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne devredildi ve hizmet vermeye başladı. Fethiye Belediyesi tarafından işletilirken yaya girişlerinin bedava olduğu, araç girişinin ise sadece 30 lira olduğu İnlice plajı, Muğla Valiliği tarafından Fethiye Şehit Yüzbaşı Özgür Özekin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne devredildikten sonra yaya girişi için 20 lira fiyat belirlendi. Otomobil girişi 100 lira, minibüs girişi 150 lira olarak belirlenirken; şezlong ve şemsiye kiralamak isteyenlerin ise 2 şezlong ve 1 şemsiye için 300 TL, özel köşk için 750 lira, sedir köşe için 1000 lira fiyat ödemesi zorunlu... *- ALİAĞA’YA GELİŞİNİN 90. YILI Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 13 Nisan 1934’te Aliağa’ya gelişinin 90.yıl dönümü kutlandı. Aliağa Belediyesi tarafından Atatürk Ortaokulu arkasında yapılan düzenlemeyle oluşturulan Atatürk Hatıra Köşesi’nde organize edilen etkinlik programına Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, Atatürk Düşünce Derneği (ADD) Aliağa Şubesi Başkanı Erol Çetinkaya ve yönetimi, ADD üyeleri, Güzelhisarlı Eğitimci Yazar Cevat Yıldırım, belediye meclis üyeleri ile vatandaşlar katıldı. *- ATATÜRK’ÜN AYVALIK’A GELİŞİ Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ayvalık'a gelişinin 90'ıncı yıl dönümü kutlandı. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin yaptığı konuşmada, 90 yıl önce, bugün Ayvalık’a gelip bu toprakları ziyaret eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün güzergâhından yürüyerek halkın karşısına gelmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi. 13 Nisan 1934 tarihinde, başında kasketi, golf pantolonuyla, Türk erkeğine örnek olmak için her zaman şık giyinen Mustafa Kemal Atatürk’ü arabasından indiğinde muhteşem bir kalabalık karşıladı. Kentin ileri gelenleri Mustafa Kemal Atatürk’ün ayaklarının altına kırmızı halı sermişler, kente kırmızı halının üzerinden yürüyerek girmesini istemişler. Ulu önder bu teklifi reddetmiş, kırmızı halıyı kaldırmış, Ayvalıklarının yanına gelerek hep birlikte yürümüş. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR