KONU KADIN HAKLARININ GASP EDİLMESİ

YAŞAR EYİCE *- ASLA ESKİSİ GİBİ OLMAZ! Ok yaydan, söz ağızdan çıktıktan sonra; fırsat kaçtıktan, zaman geçtikten sonra, hiçbir şey asla eskisi gibi olmaz… Bu yazdıklarımı bilmeyen yoktur. Ama çoğunluğun bilmediği bir konuyu, ‘milyonlarca kadının nafaka hakkının gasp edilmesi’ ne anımsatmak için sizi 2024 yılının Ekim ayına götüreyim. Yeniden Refah Partisi’nin ‘nafakanın sınırlandırılması’ için verdiği kanun teklifinin olduğu günlere… İşin ilginç yanı; Kanun Teklifi hemen Komisyonlara sevk edilmişti. Bazı kadın dernekleri de şu açıklamayı yapmışlardı: ‘Asılsız iddialarla milyonlarca kadının hakkının gasp edilmesini kabul etmeyeceğiz!’ *- SÜREÇ HIZLI İŞLİYOR Yeniden Refah Partisi tarafından 4 Ekim tarihinde TBMM Başkanlığı’na ülkemizdeki tüm kadınları ilgilendiren bir kanun teklifi sunuldu. O ana kadar, muhalefetin, özellikle CHP’nin kanun teklifleri gündeme bile alınmazken söz konusu kadınların haklarını kırpmak olunca bu teklifinin alelacele komisyonlara sevk edildiği iddia edildi. Konu kadınların haklarını gasp etmek olduğunda sürecin ışık hızında ilerlemesi olarak değerlendirildi ve kamuoyuna duyuruldu. İddiaya göre: Bu kanun teklifi; kadını hayatın her alanında yok sayanlarla kapalı kapılar ardında yapılan seçim pazarlığının bir ürünü olan nafakanın sınırlandırılmasını öngörüyor. Kendi seçim arabalarında kendi kadın milletvekili adayının yüzünü sansürleyenler gözünü üç kuruş nafaka alan kadınların haklarına dikti. Nafakanın süresiz olduğu, bir yıl evli kalıp onlarca yıl nafaka ödendiği gibi asılsız iddialar canhıraş bir şekilde savunulup gündeme getirilerek, konunun asıl mağduru olan kadınlar ve çocuklar görmezden geliniyor. Aslında nafaka; kadının çalışmaya başlaması, yeniden evlenmesi veya bir başkasıyla fiilen evli gibi yaşaması, kadının mali durumunun düzelmesi gibi durumlarda kesilirken, asılsız iddialarla milyonlarca kadının hakkının gasp edilmesini kabul ediyor. Yani ithamlar oldukça ağır ve çarpıcı nitelikte. *- NAFAKA TARTIŞMASI SONUCU Kadın yoksulluğu ekonomik krizle birlikte her geçen gün derinleşirken, nafakanın yıllardır bu ülkede tartışma konusu olmasının son derece sakıncalı sonuçlarının olabileceği uzmanlarca belirtiliyor. Türkiye istatistik kurumunun 2022 verilerine göre kadınların istihdam oranı yüzde 30. Cinsiyete dayalı ücret farkı ise yüzde 15’in üzerinde. Üstelik bağlanan nafaka miktarlarının yetersiz oluşu ve buna rağmen yüzde 66’sının ödenmediğini de hesaba katarsak oranlar kadın yoksulluğunu ve eşitsizliğini gözler önüne seriyor. Nafakanın sınırlandırılması; kadınları, boşanma sonrası düşecekleri yoksullukla baş başa bırakabilir. Kadınlar evliliğin bitmesinin ardından eşitsiz koşullar nedeniyle yoksulluğa düşecek, sosyal yardımlara muhtaç kalacak ya da bu koşullar nedeniyle boşanmaktan vazgeçmek zorunda kalacaklar. Sonucu söyleyeyim: Bu yüzden binlerce kadın ev içi şiddetin esiri haline gelebilecek. Seçimlerden sonra yine gündeme gelecek nafaka tartışması mutlaka yapılacak gibi görünüyordu. Ama; Reis’in söylenmesine bile kızdığı, Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakının dışında başkan adayları göstermesi bazı önemli sayılan konular gibi ‘Nafaka Konusunu’ da büyük olasılıkla ileri zamanlara atabilir. Şunu da unutmayalım: Nafaka adı altındaki tartışmanın toplumda çok büyük olumsuz sonuçları bulunuyor. Aslında, bizim Medeni Kanun’daki nafaka düzenlemesini sınırlandırmaya değil, iyileştirmeye ihtiyacımız var! Ne yapabiliriz? Kadınların eğitimde fırsat eşitliğini, istihdamda uğradıkları ayrımcılığı kaldırmayı, ev içi görünmeyen emeğin değerini, sosyal yardımlara erişimde sıkıntıları ve ev içi şiddeti konuşmalıyız. Tüm bunların konuşulmayıp nafaka tartışmasının gündemde olması, getirilmesi, sadece kadınları daha ağır bir şiddet ve yoksulluk ortamına itebilir. *- YAZIP, ANLATMIŞTIM Az önce belirttiğim gibi, Medeni Kanun’da bu konuda iyileştirmeler el birliğiyle yapılır. Önceki yazılarımda Suudi Arabistan’ın üç dört yıldır Atatürk’ün yolunda olduğunu anlatmıştım. Selman ile birlikte neler yapılıyor? Kadınlar ehliyet alıp araba kullanabiliyor, hatta bir kadın sürücü pilot olarak yarışlara katılmaya başladı ve bunun reklamı yapılmaya başlandı. Suudi Arabistan’da ilk kez güzellik yarışması da yapıldı ve uluslararası yarışmaya dereceye giren Arap güzeli katıldı. Bu konuda başka yenilik ve atılımları var, bunları da yazacağım bizin Arap Sevenlerin ve Atatürk düşmanlarının da öğrenmesi, kadınları evlere kapatmayı heveslenenlere duyurup öğretmek için… *- KARŞIYAKA’DA ‘2. EL PAZARI’ Karşıyaka Belediyesi, yeniden kullanım kültürünü yaygınlaştırmak ve kaynak kullanımında tasarruf sağlamak amacıyla 2. el pazarları düzenlemeye devam ediyor. Hem satıcıların hem de alıcıların aile bütçelerine katkı sağlama fırsatı bulduğu pazarda dayanışma ruhu güçlenirken, tüketim çılgınlığına karşı farkındalık yaratılıyor. Pazarda kullanılabilir durumdaki ikinci el giysi, oyuncak, kadın-erkek aksesuarları, antika eşyalar, orijinal kitap, kaset, dergi gibi ürünler ile elektrikli ve elektronik aletleri satışa sunuluyor. İzmir’in Karşıyaka ilçesinde, zaman zaman farklı temalarla da düzenlenen ikinci el pazarları, Karşıyakalıların yanı sıra İzmir’in diğer ilçelerinde yaşayan yurttaşlardan da ilgi görüyor. Tezgahlara çıkarılan ürünler uygun fiyatlarla alıcı bulurken, pazar hem atıl eşyaları kazanca dönüştüren satıcıları hem de tasarruf ederek ihtiyaçlarını karşılayan alıcıları memnun ediyor. Dayanışma ruhunu güçlendirmek, aile bütçeleri ile yeniden kullanım kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilen ikinci el pazarları ile tüketim çılgınlığına karşı da farkındalık yaratılıyor. Aslında bu Pazar neyi gösteriyor? Ben söyleyeyim; Halkın fakir fukara olduğunu, çoğunluğun çoluk çocuğuna, evine, kendine ancak ikinci elden imkan yaratmaya çalıştığı açık seçik meydanda. Bu filmi biz iki üç yıldır görüyoruz. *- 100’NCÜ YIL KİTAP KULÜBÜ Şimdi de bir güzellikten söz edeyim: 100. Yıl Kitap Kulübü’nün konukları Mine Söğüt ve Nevzat Kaya oluyor. 100. Yıl Kitap Kulübü, bu kez İzmir’deki ‘Apikam’da, ‘Yazar Buluşmaları’ düzenliyor. Bu buluşmalarda da, okuyucular yazarlarla buluşuyor. 7 yaş üzeri okurların katılımına açık olan kitap kulübünün çalışmaları kapsamında; panelden söyleşiye, imza günlerinden edebiyat yarışmalarına, kütüphane gezilerinden çocuklar için okuma atölyelerine kadar birçok etkinlik gerçekleştirilmesi planlanıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi, Müzeler ve Kütüphaneler Şube Müdürlüğü’nün, başta çocuklar ve gençler olmak üzere tüm yaş gruplarında kitap okuma alışkanlığını kazandırmak ve kütüphane kültürünü aşılamak amacıyla hayata geçirdiği 100. Yıl Kitap Kulübü’ne herkes üye olabiliyor. Bu anlattığım İzmir’den, yani Türkiye’den.. Şimdi size bir de yurt dışından Çin’den söz edeyim… Çin’de online kitap okuyanların sayısı 537 milyona çıktı! *- YAYGINLAŞMA ORANI Çin’de online edebiyat eserlerini okuyanların sayısının 537 milyona ulaştığı bildirildi. İnternet Ağı Bilgi Merkezi tarafından yayımlanan Çin’in internet durumuna ilişkin rapora göre, geçen haziran itibarıyla ülkedeki internet kullanıcılarının sayısı 1 milyar 79 milyona ulaşırken, internetin yaygınlaşma oranı yüzde 76,4’e çıktı. Çin’de son yıllarda popülaritesi artan online edebiyat eserlerini okuyanların sayısı yıllık yüzde 9 artışla 537 milyona ulaşırken, bu sayı tüm internet kullanıcılarının yüzde 49’unu oluşturdu. Rapora göre, geçen haziran itibarıyla Çin’de online edebiyat eserlerinin piyasa ölçeği yıllık bazda yüzde 3,8 artışla 40 milyar 430 milyon yuana çıktı. Bizdeki durum ise ortada… Kitap kadar, tiyatrosundan sinemasına, operasından konserlere kadar hepsi kültürün önemli bir unsurudur. Yazlık sinemalar yok oldu! Şimdi ise butik, küçük salonlar sinema seyircisini bekliyor. Geçenlerde bir filmi kaç kişi izledik, söyleyeyim mi? En fazla 15 kişi! Üstelik öyle ki, kapı görevlisi bile yoktu, biletlerimiz kontrol etmek için.. Hem de ünlü bir yerde!... Şimdi ‘kitap’ denilince Çin’den bir örnek vermiştim… Yine sizi Çin’e götüreceğim: *- 1 MİLYAR 540 MİLYON DOLARLIK GİŞE HASILATI Çin Ulusal Film İdaresi tarafından açıklanan verilere göre, Çin’de Bahar Bayramı tatili sırasında sinema salonlarında elde edilen gişe hasılatı 8 milyar yuanı (yaklaşık 1 milyar 112 milyon dolar) aştı. 10-17 Şubat günlerini kapsayan Bahar Bayramı tatili sırasında sinema salonlarında elde edilen toplam gişe geliri, geçen yıla kıyasla yüzde 18,47 artarak 8,16 milyar yuanı buldu. Sinema salonları da geçen yıla kıyasla yüzde 26,36 artışla 163 milyon seyirci ağırladı. 2024 yılında sinema salonlarında elde edilen toplam gişe hasılatı ise 18 Şubat günü saat 09.30 itibarıyla, 11 milyar 81 milyon yuana (yaklaşık 1 milyar 540 milyon dolar) ulaştı. Çin yapımı filmler, toplam gişe gelirinin yüzde 96,75’ini oluşturdu. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR