ACI BİR TESADÜF, SONU OLDU!

YAŞAR EYİCE *- RUKİYE ‘EVET’ DEDİ, HEM DE ÜÇ KEZ… Yaşamımızda en önemli yeri tutanlar öğretmenlerimizdir… Özellikle ilkokul öğretmenlerimizi unutamayız. İlk aşkımız öğretmenlerimizdir. Sevgiyi, mutluluğu, güzelliği onlarda buluruz. Tabii ki istisnalar hariç! Anlatmıştım; ‘Cüneyt Arkın’ diye bildiğimiz Fahrettin Cüreklibatır’ın yazma arzusu da ilkokulda Öğretmen Maide Coşkuner’in teşvikiyle başladığını… Tren penceresinde gördüğü ve ‘âşık olduğu’ mavi gözle sarışın kızın etkisi altında kalıp, onun şahsında şiirler, hikâyeler yazdığını… Hatta 1953 yılında Eskişehir Lisesi’nde okurken, yapılan hikâye yarışmasında ekranlarını geride bırakıp, birinciliği aldığını da. 1955 yılında İstanbul’da Tıp Fakültesi’ne yazıldığında, Eskişehir’de tanıştığı Cemal Süreya ile dostluğunu pekiştirir. İstanbul Üniversitesi’nde ‘a’ dergisini çıkaran ekiple ‘Öğrenci Evi’nde buluşur ve şiirlerini yazar. *- SIFIRDAN BAŞLAMAK Belirtmiştim; Adı Adnan Özyalçıner’in önerisiyle koyulmuş, bu ‘küçük harfli a’ her şeye sıfırdan, en başından başlamayı işaret etmektedir. Dergi çevresinde Adnan Özyalçıner, Onat Kutlar, Demir Özlü, Hilmi Yavuz, Doğan Hızlan, Konur Ertop, Ülkü Tamer gibi isimler de vardır. Ve, 1960 yılının Mayıs ayında ‘En Büyük Hayalim Gerçek oldu!’ diye değerlendirdiği olayı yaşar! *- EN BÜYÜK HAYALİ Ve dün duyurmaya çalıştığım gibi; Fahrettin, sonradan bu döneme dair yazıp söylediklerinde dergi ekibinden Erdal Öz ve imtiyaz sahibi görünen Kemal Özer’le olan (gerçek adı Özer Özler) arkadaşlığından bahseder. Bu arkadaşlık sayesindedir ki öyküsü̈ ‘İnsan Çiti’, ‘a dergisinin’ yirmi sekizinci sayısının altıncı sayfasında, dört sütun ve tam sayfa olarak çıkar. Yıl 1960, aylardan mayıstır. Böylece o güne kadarki en büyük hayali gerçekleşmiş olur Cüreklibatır’ın. *- EMEL İÇİN Eskişehir’den kalkıp İstanbul’a gelen isimsiz gencin imzası henüz beş yıl geçmeden matbaa mı̈rekkebine bulaşmış, edebiyat âlemine doğru ilk ve en önemli adımını atmıştır. Dergideki baskıya girmez ama sonradan kitaplarından birine ‘Masa’ adıyla aldığı bu öykünün dibinde ‘21 Ağustos 1959’ tarihi ve “Emel’e” yazılı bir ithaf ibaresi de yer alacaktır. Atmosferi yalnızlık, hayatın kıyısında kalmışlık duygusuyla örülen, Kafkaesk çağrışımları olan bu öykü Fahrettin’in o dönem içinde bulunduğu yaşama koşullarını bire bir yansıtmaktadır. *- DARBE İLE BİRLİKTE… Bu arada ülkede de işler kötü̈ gitmekte, çok partili demokrasi deneyi askerî darbeyle kesintiye uğramaktadır. Acı bir tesadüf eseri, Fahrettin Cüreklibatır imzalı ‘İnsan Çiti’ öyküsünün yayımlandığı Mayıs 1960 tarihli yirmi sekizinci sayı ‘a dergisinin sonu!’ olur. 27 Mayıs Darbesi’yle birlikte dergi kapanır. *- DERGİ KOLTUĞUNUN ALTINDA Fahrettin 1961 yazında tıbbiyeden mezun olup ‘doktor unvanını’ alır. Mezuniyet vesilesiyle basılan Stajyerler Albümü’nde ona ayrılan sayfada, ‘soyadının yanlış yazılmasını’ saymazsak, hakkında söylenenler gerçekle şaşırtıcı derece uyum içindedir. 1172 Fahrettin’in edebiyat tutkusundan bahsedilir orada. Metnin üstüne çiziktirilen karikatürüne dikkatle bakarsak genç doktorun koltuğunun altında kıvrılmış bir dergi görürüz ve derginin lejantında, zor da olsa, ‘TEPE’ yazısını okuyabiliriz. Anlaşılan Fahrettin okulda kolunun altında ‘Yeditepe dergisiyle’ dolaşmaktadır. Bu arada bir itirafta bulunayım: Ben de hep ‘Batır’ olan doğrusunu değil de, ‘Cüreklibatur’ soyadını kullanıyordum birçok Cüneyt Arkın haberinde… Edebiyata bu kadar meraklı olduğu da sonradan, araştırma sonucu anlaşılabildi. Bizler bu efsane sanatçımızı hep eskilerin deyişiyle ‘Artiz!’ olarak anımsadık. Ama kardeşi de Bornova’da Ege Üniversitesi’nde kendisi gibi hekim idi. Prof. Dr. Erkan Sevinç ile hastane yönetiminde önemli başarılara imza attı. Hatta ‘Fizik tedavi’ konusunda kendisinden çok yararlandık, gönderdiğimiz birçok fakir- fukara yani durumu iyi olmayan hastalara sahip çıktılar. Bir gün bile ‘olmaz!’ dediğini anımsamıyorum. *- ADI ‘FAHRETTİN’ İDİ… Dikkatinizi çekmiştir. Gazeteci Başar Başarır’ın belirttiği gibi Cüneyt Arkın, Cüneyt Arkın olmadan önce doktordu. Tıp doktoru… Birçok gazeteci meslektaşım gibi… Adı da Fahrettin Cüreklibatır idi… Bu kadarını Başar Başarır’ın hazırladığı kitapta yazdığı gibi herkes bilir. Ama anlatmaya çalıştığım ve yazdığım gibi, hepsinden önce edebiyat tutkunu bir kalem aşığıydı. Bu pek bilinmeyen kısmı hatırlatmaya çalışıyorum. 28 Haziran 2023 tarihinde kayan yıldızlar kervanına katılan sanatçıyı anlatmaya devam edeyim: *- ADANA’NIN DAĞ KÖYLERİNDE Mezuniyet sonrası doktor olarak ilk tayini Adana’nın Feke ilçesine çıkar. Dağ köylerinde gezici sağlık hizmeti verirken yine kitaplara ve yazmaya sığınır. 1962 yılının Haziran ayında güzel bir haber alacaktır. Öyküsü ‘Kukla’ Ankara’da Salim Şengil tarafından çıkarılan ‘Dost dergisinde Oğuz Aral’ın desenleri eşliğinde’ yayımlanmıştır. Her ne kadar soyadını bu kez ‘tamamen yanlış yazmış olsalar’ da Seçilmiş Hikâyeler dergisinin devamı mahiyetindeki Dost, dönemin ciddiye alınan, önemli sanat dergilerinden biridir. Haziran 1962 tarihli dokuzuncu cilt, 15 numaralı o sayıda kendi alanlarında çok önemli isimler eşlik eder (yanlış yazılmış hâliyle) Cüreklibatur’a: Ataol Behramoğlu, Konur (Ertop), Suat Taşer, Nihat Ziyalan, Nusret Hızır, Oben Güney, Sabahattin Kalender… *- EN BÜYÜK HAYALİNDEN SONRA 1960 yılı Mayıs ayında ‘a Dergisi’nin 28’nci sayısında dört sütün, büyük olarak gösterilen ‘İnsan Çiti’ isimli öyküsünün yayımlandığını zamanı ‘En büyük hayâlım gerçekleşti!’ diyerek anlatan Cüreklibatır, iki yıl sonra 1962 yılında, dost dergisinde ünlülerle birlikte yayımlanan öyküsü için ne düşündü? Genç, çiçeği burnunda genç hekim günlüğüne bu konuda neler yazdı? Ben merak ile okudum ve şaşırdım! Acaba ne düşünmüş, ne yazmıştı, ‘En büyük hayalim gerçekleşti!’ dedikten iki yıl sonra? Öyküde ne vardı? Neleri anlatmıştı? Ne düşünmüştü… Çünkü önce çok ama çok sevinmişti! Ya sonrası? Yarın anlatmaya çalışacağım… Bizim çocukluğumuzda, sinemalarda ‘Tekmili 24 kısım sinemamızda’ diye sokak çağrıları yapılırdı Bornova’da olduğu gibi sinema salonu olan her yerde.. ‘Devrim’ gibi bir şeydi bu… Gençliğimizde ise ‘Arkası yarın!’ radyo programları başlamıştı. Aynen benim bu ‘Cüneyt Arkın’ yazım gibi… Şunu da not olarak vereyim: Cüneyt Arkın’ın bazı öyküleri, yazılışlarından 20 yıl sonra hayranlarıyla buluştu. Bunu da sırası geldiğinde paylaşacağım, sorulanları, akıllara takılanları, yani ‘ilklerini’ yazmaya çalışacağım… Örneğin; ‘Bunalanın üzerine gidilmez… Gençliğin üzerine hiç gidilmez…’ Demiştir, neden? *- RUKİYE’DEN İYİ HABER Karabağlar’da doğup büyüyen Rukiye’den birkaç kez söz etmiştim. Sevdalı iki gencin aşkından söz etmiş ve ‘Bunların da mutluluk hakları!’ diyerek dikkat çekmek istemiştim. Binlerce gencimizde olduğu gibi bu evlatlarımızın ‘yuva’ kurmaları için adım atılmasının altını da uzun uzun anlatarak çizmeye çalışmıştım. Seslerini duyuramadım… Ama şimdi Rukiye’den bir video mesaj aldım. Emre’si önünde diz çökmüş bekliyor… Bir genç, bir genç kızın önünde neden diz çöker? Anlamışsınızdır; Evlenmek için… Mutlu yuvanın ilk temellerinin atılması için… Rukiye ‘Evet…Evet…Evet!’ diyordu videoda... Ve parmaklara yüzükler takıldı… Mutlulukların ben de paylaşıyorum… İnşallah yuvalarını da, tüm engellere rağmen kurarlar… Bu günün güzel haberini paylaşmak istedim… Sanıyorum benim kadar sizlerin de duaları Rukiye ile Emre için olacaktır… *- Birkaç gün önce ‘başarılı meslektaşım’ olarak değerlendirdiğim Doğan Prepol’un ‘ekmekçi kadın’ haberini sizlere nakletmiştim. Doğan Prepol, artık hasret kaldığımız bir hasletimizi gerçekleştirerek, hem telefonla aradı hem de teşekkür mesajı geçti. Halbuki kimler için neler neler yapmış, ne mücadeleler vermiştim. İşleri bitince ‘çıt çıkarmadılar!’ Gerçek girişimci ve emekçi Fürüzan Yolalan da beni internetten buldu. Bazılarına daha doğrusu çok kişiye kapak olacak , kısa ve öz mesajı şöyle: ‘Ben Fürüzan Yolalan… Beni köşenizde paylaştığınız için teşekkür ederim. Çok güzel duygular yaşattınız! Doğan Propolle de çok teşekkür ederim. İyi günler…’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demişti? ‘Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır; Büyük Türk kadını, çalışmamıza ortak kılmaktır…’ *- (yasar.eyice@gmail.com) *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR