ABARTILI FİYATLAR, SOYGUN NİTELİĞİNDE

YAŞAR EYİCE *- CANIM NASIL YANMASIN? Çin’den gelen haber şu: ‘Airbus, ilk kez Çin’den Avrupalı müşteriye uçak teslim etti!’ İçim ‘cızz!’ etti! Anımsatmadan önce haberi açayım: ‘Çin’in Tianjin kentinde bulunan Airbus’ın Asya’daki son montaj hattında monte edilen bir A321neo tipi uçak, bugün Macar havayolu şirketi WIZZ Air’e teslim edildi. Bu, Airbus’ın Avrupalı müşterilere teslim ettiği, Tianjin’de monte edilen ilk A321neo uçağı oldu.’ Şimdi ‘cızz’ ın nedenini açıklayayım: 2008 yılından önceki yazılarımda ısrarla, ‘otomobil’ değil, uçak sektörüne girmemiz gerektiğini, bir otomobili, sanayilerde herhangi bir tamircimizin bile en iyi şekilde imal edebileceğini savunmuştum. Kurtarıcımız, büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘İstikbal göklerdedir!’ sözünü açmış, sayesinde Türkiye’nin en önemli uçak fabrikaları kurduğunu da görüntülerle anlatmaya çalışmıştım. Çin de o günlerde ‘uçak sanayini’ yeni yeni önem veriyor ve dev adımlar atmaya başladığını, kendilerini önemli atılımlarla geride bırakacağımızı da dillendirmiştim. İşte o zamanda, 2008 yılında faaliyete geçen Tianjin merkezli Airbus A320 serisi Asya son montaj hattı, Airbus’ın Avrupa dışındaki ilk sivil uçak son montaj hattıdır. 2009 yılında ilk A320 uçağının teslimatının yapılmasından bu yana, montaj hattı 14 yıldır başarılı bir şekilde hizmet veriyor ve bugüne kadar 600’den fazla uçak teslim etti. Bu fabrika ülkemizde bir iki ufak girişimle kurulabilirdi. Neyse ki, son yıllarda bu konuda yine özel sektör sayesinde atılımlar oluyor. Ben bu konuda neden bu kadar ısrarlı olmuştum? İzmir’de Büyük Efes Oteli’nde uluslararası bir fuar kurulmuştu. Ve bu fuarda bizim yerli sanayicilerimizin, nasıl ünlü otomobil fabrikalarının en önemli aksamlarını ve yedek parçalarını imal ettikleri gibi, dünyanın en büyük ve önemli uçak fabrikalarının imalatlarının en önemli parçalarını yaptıklarını ve böylece onlara büyük imkanlar yarattıklarını öğrenmiş ve görmüştüm. İlgim ve merakım böylece artmış, ‘Biz neden kendi uçaklarımızı yapmayalım?’ sorusunu araştırmış, yalnız ‘savaşan’ değil, ‘yolcu uçaklarımızı’ yaptığımız gibi dünyaya satacağımızı belirlemiştim. Benim Çin’den gelen bu haber karşısında nasıl içim ‘cızz’ etmesin? Nasıl canım yanmasın? *- FAİZ ARTTIRIMI SİNYALİ ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, önümüzdeki dönemde faiz arttırımlarının olabileceği mesajını verdi. Powell, gelecekte atılacak adımların ekonominin performansına bağlı olduğunu söyledi. Powell bu açıklamalarını Portekiz’de düzenlenen Avrupa Merkez Bankası konferansında yaptı FED Başkanı, faiz artışlarıyla ilgili olarak ‘Uzun yol kat ettik’ derken, faiz artışının ekonomiyi nasıl etkilediğini değerlendirmek için bu ay faiz artışı yapmadıklarını belirtti. Jerome Powell, FED kurulunun daha yapacak iş olduğunu düşündüğünü, yıl içinde bir noktada daha fazla faiz artışının muhtemelen uygun olacağını kaydetti. Merkez Bankası’nın bir sonraki faiz artışını değerlendireceği toplantısı 25-26 Temmuz tarihlerinde düzenlenecek. Bu yazdıklarım yalnız bizim ithalat ve ihracatçılarımız kadar tüm dünyayı ilgilendiriyor. Şimdi ‘sıkı’ durun, size yakın zamandan bir ithalat bir de ihracat haberimizi vereyim: *- AKLINIZA GELMEZ Son günlerde, dünyanın dört bir yanına ihraç ürünlerimiz arasında yer alan imalatlarımızdan biri nedir? Ben 40 yıl düşünsem bulamazdım; ‘Maya’ ihraç ediyoruz… Öyle ki, bu ihraç ülkeleri arasında Amerika Birleşik Devletleri de var, sıralamaya giren 60’ın üzerinde ülke de… Yani mutfaklarımızda kullandığımız ‘Maya’ kurtarıcımız olan ürünlerimiz arasında bulunuyor. Merkez Bankası rezervleri de yükselişte. Lira dolar karşısında çoğunlukla aynı düzeyde seyrederken Merkez Bankası’nın haftalık net rezerv artışları yükselişe geçti. Reuters haber ajansına konuşan bankacılar, bu artışın Merkez Bankası’nın liranın değerini korumak için döviz satma politikasından vazgeçmesiyle gerçekleştiğini düşünüyor, Bu yazdıklarımı uzmanlar çok daha iyi analiz edebilirler. Şimdi bir ‘ithalat’ haberini paylaşayım: *- ‘KİLOSU 200 LİRA’, İDİ… İki hafta önce uzun süredir tanıdığım Reyhan Hanım’la karşılaştım… Salı pazarından dönüyordu. ‘Olmaz ki, bu kadar da olmaz!’ diye söyleniyordu, geçimini bazı hanımlara ev işlerinde yardımcı olarak sağlayan Reyhan Hanım, ‘Bir kilo bamya 200 lira!’ dedi. Ben Bornovalı olduğum ve ‘Bornova Bamyası’nın önemini ve yararlarını bildiğim için ‘Yanlış olmasın!’ diye sordum… Bornova’da ova kalmadığından, bamya Urla’nın bağları, enginarı, gibi kıymetlileri arasına girdi.. Reyhan’ ‘Bu fiyata bamya olur mu?’ diye sorduğunda ‘Sen nerede oturuyorsun?’ yanıtını almış… İşte pazarcı esnafının açıklaması; ‘Sen de bu semtte oturma… Oturursan bu parayı ödersin!’ Peki neresi bu semt? İstanbul Beşiktaş’ta Ortaköy ile Bebek arasında kalan Arnavutköy semti… Yani bizim Alsancağımız gibi bir semt… Şimdi konuyu geçeyim ve bir kat daha büyük şaşkınlığımı paylaşayım: Türkiye, Amasya’daki bir şirketimiz Madagaskar’dan geçenlerde ‘dondurulmuş bamya!’ ithal etti… Akıl donduran bir olay, ticaret gibi geldi bana… Herhalde ihtiyaç vardı ki, belli miktarda ‘dondurulmuş bamya ithali’ zorunlu hale geldi bir girişimcimiz için… Yalçın B. Adındaki bir üst yönetici olarak bildiğim uzman şöyle diyor: ‘Yaşamsal olmayan ve üretime girmeyen tüm ithal mallara çok sert seviyede ilave gümrük vergisi gelmediği sürece bu işin altından kalkılamaz. İhracatı arttırmak çok zor ve uzun vade. İthalatı isteseler 2 ayda %30 azaltabilirler.’ Umarım doğru bir görüştür ve yetkililer de bu konuyu dikkate alıp çalışma yaparlar… Belirtildiğine göre; Mayıs 2023 ithalat rakamı 34 milyar USD ile Cumhuriyet Tarihi rekorunu kırdı. *- NUSRET'İN RESTORANI KAPANDI Önceki zamanlarda benzer haberleri çok çıktı. Son olarak dünya kupasında sahada görmüştük, dünyaca ünlü futbolculara yapışarak fotoğraf çektirmeye çalışırken… Lafı uzatmadan bilgiyi paylaşayım: Bir süre önce ‘New York'un en kötü restoranı’ olarak nam salmış olan Nusret Gökçe'ye ait 'Salt Bae Burger' kapandı. ‘Müşteriler yemek sunumlarını abartılı, fiyatları ise 'soygun düzeyinde' bulduklarını gösteren çok sayıda sosyal medya paylaşımı yapınca restoranın imajı hızla bozuldu. Mümkün olan en iyi hamburgeri bulmaya takıntılı bir şehir olarak bilinen New York'ta ‘Şu Anda NYC'deki En Kötü Restoran’ başlığı ile ilan edilen Salt Bae Burger üç yıl sonra kapandı. *- EN BÜYÜK ELEŞTİRİ KONUSU Ancak esas sorun en baştan bu yana fiyatlarla ilgili oldu. Salt Bae Burger, 99 dolarlık altın karışımlı milkshake ve altın varak kaplı 100 dolarlık 'Altın Burger' ile müşterilerde şaşkınlık, ilgi ve öfke gibi hislere sebep oldu. New York Post, 521 dolara mal olan iki kişilik akşam yemeği için ‘1 Numaralı Kamu Soygunu’ ifadesini kullandı. Restoran ambiyans açısından da eleştiriler aldı. Meşhur eleştirmenlerden Robert Sietsema, ‘Burası ancak bir uçak hangarı kadar cazibeye sahip’ diye yazdı. Bir başka eleştirmen Scott Lynch, ‘Birkaç hafta önce hastane yemeği yemek zorunda kaldığını ancak Salt Bae'de yediklerinin bundan bile kötü bir tecrübe olduğunu’ ve restorandaki menünün, ‘yemek kültürüne dair zevk veren her şeyin öldüğüne işaret eden bir mezar taşı gibi metalle çerçevelendiğini’ yazdı. Lynch, Salt Bae Burger'ı şehrin en kötü restoranı olarak adlandırdı." *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR