UYGULAMA NESİLLE BİRLİKTE EVDEN BAŞLATILMALI

YAŞAR EYİCE *- DEVLET POLİTİKASI OLMALI Ekonomik, ya da başka sıkıntıları yüzünden ‘boşverici’ olanların ilgilenmeyecekleri bir konuya değinmek istiyorum. Yapı ve Kredi Bankası sponsor olmuş ve bir ekonomi gazetesi de, çağımız için çok önemli olan ‘Sürdürülebilirlik Gündemini’ ele almış. Bu arada dip not olarak belirteyim, birçok değişik isimli sözde ekonomi gazeteleri ile sektör dergileri var, bunların daha doğrusu patron ile yöneticilerinin tek düşünceleri, hizmet değil, meslek etiği hiç değil, tahmin ettiğiniz gibi keselerini doldurmak, bir noktada haksız büyük kazançlar elde etmek. Nedense bu konu hiç ele alınmaz ve bu tiplerin, ‘sarı’ ya da ‘naylon basın’ olarak adlandırılmaları hiç umurlarında olmaz. *- Genç Gazeteci Didem Eryar Ünlü gerçekten çok önemli bir çalışma yapmış. Bu arada İzmir’den örnek verirsem, ilk sırayı Demokrat Gündem’in yöneticisi Genç ve Dinamik Duyarlı Gazeteci Halide Demir Polatlı ilk sırayı alır. Bir süredir konuya değişik ve önemli konukları ile dikkat çekmeye çalışıyor. Çöplerin evde ayrıştırılmasını teşvik etmek için birçok ülke kendine has kurallar uygularken, Türkiye'de geri dönüşüm oranı sadece yüzde 30. İşletmeler sürdürülebilir uzun vadeli değer yaratmak için paydaşların artan beklentileriyle ve müşterilerin daha çevreci, daha sosyal talepleriyle karşı karşıya. EY 2021 Yatırımcı Anketi’ne göre, yatırımcıların yüzde 86’sı güçlü bir çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) programı ve performansının bugün analist tavsiyeleri üzerinde önemli ve doğrudan bir etkisi olacağını belirtiyor. Dolayısıyla, ESG faktörleri sadece isteğe bağlı bir “iyi seçenek” olmanın ötesinde, başarının temel belirleyicileri olarak ön plana çıkıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında atılacak adımların hedefindeki faktörler ve bu faktörlerin oluşturduğu likidite ve kredi riskleri gibi finansal risklerin yönetimi yeşil finansı öncü konumuna getiriyor. Özellikle son dört yılda bankalar ve sigortacılar gibi finansal aktörler müşterilerinin daha yeşil tutumlar belirlemesinde öncülük ediyor. EY Sürdürülebilir Finans Endeksi’ne (SFI) göre, birçok finansal hizmet kuruluşu çabalarını artırarak hem ESG açıklamalarını hem de temel ESG önlemleri performansını iyileştirmiş durumda. *- BAZI TEHDİTLER Biyoçeşitlilik genel olarak dünyada yaşayan milyarlarca benzersiz canlı organizmayı ve aralarındaki etkileşimleri ifade ediyor. Yaşamımızın hayati unsurlarını temsil eden biyoçeşitlilik sürekli tehdit altında. Arazi kullanımındaki değişiklikler, ormanların yok edilmesi, yoğun mono kültür, kentleşme, avlanma, aşırı balıkçılık, iklim krizi, kirlilik ve istilacı yabancı türler bu tehditlerin başında geliyor. 2022 sonunda Montreal’de gerçekleşen BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraflar Toplantısı (COP15), biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak ve tersine çevirmek için tarihi bir anlaşmaya imza attı. Yaşadığımız doğa kaybı iklim krizinin üçte birini oluşturuyor ancak doğa çözümün üçte birine de katkıda bulunabilir. Dolayısıyla bu anlaşma iklim, ekonomi ve gıda güvenliğimiz için hayati önem taşıyor. Anlaşma, 2030 yılına kadar doğanın kritik eşikten dönmesini ve 1,5 derece hedefinin hayatta kalmasını sağlayacak bir rota çiziyor: Bu doğrultuda; ● 2030 yılına kadar kara ve denizlerin yüzde 30’u korunacak, ● 2030 yılına kadar her yıl 30 milyar dolar finansman sağlanacak. *- HUKUKSAL ve KURUMSAL DÜZENLEMELER Peki biyoçeşitlliği korumak için ne yapmak gerekiyor? Türkiye’de Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi’nin uygulanması kapsamında belirlenen öncelikli eylemler şöyle belirlenmiş durumda: Biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik hukuksal ve kurumsal düzenlemeler yapılması. Endemik ve tehlike altındaki flora ve fauna türleri ile bunların yaşama ortamlarının korumasına yönelik yönetim planları hazırlanması. Doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımı için toplumun her seviyesinde doğa koruma kavramları ve prensipleri ile ilgili eğitim sağlanması. Tüm korunan alan kullanıcıları ile iş birliği yapılarak halkın çevre korumaya ilişkin bilincinin artırılması… *- AKLIMIZDAN ÇIKMAMALI Belirttiğim gibi; Türkiye’de nüfus artışı ve aşırı tüketim nedeniyle ortaya çıkan katı atık miktarı yıllık yaklaşık 32 milyon tona ulaşıyor. Geri dönüşüm oranı ise yüzde 30’larda. Atık oluşmaması için, çöplerin evde ayrıştırılması büyük önem taşıyor. Atıkların ham madde olarak değerlendirilmesi ile hurda kağıdın tekrar kağıt imalatında kullanılması hava kirliliğini yüzde 74-94, su kirliliğini yüzde 35, su kullanımını ise yüzde 45 oranında azaltıyor. *- KONU EVDE BAŞLIYOR ‘Ayrıştırma evde başladığı zaman organik atıklarla diğer atıklar birbirine bulaşmıyor. Bir yemek artığının, bir meyve kabuğunun ambalaj atığınıza bulaşması geri dönüşümü zorlaştırıyor. Ayrıştırmanın temel dört kategorisini “metal”, “kağıt”, “plastik” ve “cam” şeklinde sıralayabiliriz. Bu atıklar evdeki herhangi bir yemeğe bulaşması halinde artık geri dönüştürülemeyeceğine uzmanlar dikkat çekiyor. Almanya’da en son çöplüğün yaklaşık 25 yıl önce kapandığını, insanların her şeyi evde ayrıştığını örnek olarak verebiliriz. Bu konuda lider ülkelerden Almanya’da ayrıştırılan her şey geri dönüşüme gidiyor ve yüzde 100 kapasiteye yakın bir şekilde geri dönüşüm sağlanıyor. Aramızdaki dev ya da dağ kadar fark ortada. Bu konu üzerine son zamanlarda çok ciddi bin şekilde giden Genç girişimci Gazeteci Halide Demir Polatlı’nın ve tabiii ki belediye başkanları ile valilerin ve de bakanlık yetkililerinin dikkatini çekmek istiyorum. Bu konu önümüzdeki zamanda ‘Devlet Politikası’ olarak mutlaka önümüze gelecektir. *- DEPOZİTO DÖNEMİ GELMELİ Toplum olarak ben de, ilerleyen dönemlerde sıfır atığı yakalamak için elimizden geleni yapacağımıza inanıyorum. Bu bilincin yeni nesile aşılanması için ise geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmamız lazım. Tahminlere göre bu sene çöpe attığımız geri dönüştürülebilir ambalajların tutarı 75 milyar lirayı buluyor. Dolayısıyla biz bu 75 milyar liranın ne kadarını çöpe atmadan geri dönüşüme gönderebiliriz, buna bakmak lazım. Geri dönüşüm uygulamaları karbon salımını azaltma konusunda fayda sağlıyor. Geri dönüştürülmüş ürünler kullanan bir birey karbon ayak izini silmeye başlıyor. Depozito sisteminin başlaması halinde insanlar en azından içecek şişelerinin karşılığında bir bedel alacak. Bu, insanları geri dönüşüme teşvik edecektir. Yaklaşık kişi başı günlük 1 ila 1,3 kilogram ambalaj atığı üretiyoruz. 1 kilogramdan hesaplarsak, 4 kişilik bir aile için aylık ortalama 120 kilogram gibi bir rakam çıkıyor. Bu, yıllık 1440 kilogram plastik atık anlamına geliyor. Bugün en ucuz ambalaj atığının 5 lira olduğunu düşünürsek senelik 7 bin 200 liraya tekabül ediyor… *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR