TÜRKLER ANADOLU'YA ÇOK AMA ÇOK ÖNCE GELDİLER

YAŞAR EYİCE *- TÜRKLERİN ANADOLU´DAKİ TAPUSU Bilinmesini istiyorum. Başlıkta belirtildiği gibi biz Türklerin Anadolu’daki tapusu, 5000 yıllık bir belge; Shemsahara Tableti’dir. Anadolu topraklarında ‘Türk’ adının geçtiği ilk yazılı belge olması bakımından önem taşıyan, M.Ö. 3.000 yılının sonlarına ait bir tablete ait 3 nüshadan bir tanesi Babil, bir tanesi Mısır Tell-Amarna, bir diğeri de Boğazköy-Hattuşa’da bulunmuştur. M.Ö. 2291-2255 arasında hüküm süren Sami kökenli Akkad Krallığı hükümdarı Naram-Sin döneminde gerçekleşen olayların anlatıldığı bu tabletin Hitit ve Mısır başkentlerine nasıl gittiği, orada neden arşivlendiği bilinmiyor! İlk satırları kırık olduğu için anlaşılamayan tabletin metnini sizinle paylaşayım: *- TABLETİN YAZDIKLARI 7. Daha sonra şehir dışında olduğu Enlil Tapınağı inşâ etti. 8. Bana karşı bir araya gelen devletler isyan ettiler: 9. Anmana ila, GU-SU-A kralı; Bunana-ila King of Pakke GU-SU-A Kralı Anmana-ila; Pakke Kralı Bunana-İla 10. Uliui Kralı Lapana-ila; … Kralı … 11. Hatti Kralı Pamba, Kaneş Kralı Zipani, Nur-… Kralı…. 12. Amurru Kralı Huuaruuas; Parasi Kralı Tissenki, 13. Armanu Kralı Madakina; Sedir Dağı (=Lübnan ya da Toroslar) Kralı Isqippu; … Kralı Tessi 14. Larak Kralı Ur-Larak; Nikku Kralı Ur-banda 15. Turki Kralı İlsunail; Kursaura Kralı Tisbinki. 16. 17 Kralla savaşa girdik. Ben yendim. 17. Hurilere karşı bütün ordularımı seferber ettim ve zaferden sonra Tanrılara şarap sundum. 18. Düşmanın binlerce askeri benim ordularıma karşı koyamadılar. 19.... 20. Tanrılar için sunu yaptım. Bu tablette yer alan ‘Turki Kralı İlsu-nail’ sözü, birçok bilim insanına göre Türklerin Anadolu’daki varlığının delili olarak sayılıyor. *- ANLATILAN Metnin çok bozuk olan arka yüzünde, geceleyin düşman karargâhına bir baskın yapıldığı ve onların yenilgiye uğratıldığı anlatılmakta, alınan ganimetlerden eksik cümleler halinde bahsedilmektedir. Prof. Dr. Ekrem Memiş’e göre bu metin, Anadolu kökenli olmamakla beraber, Anadolu hakkında bilgi veren en eski yazılı vesikadır. Bu metinden anlaşıldığı kadarıyla, 3. Binyılın sonlarında Anadolu’da büyük bir devlet yoktu. Fakat, her şehirde küçük bir krallık hüküm sürmekteydi. Aralarında hakimiyet mücadelesi yaptıklarına şüphe olmayan bu şehir devletleri, dıştan gelen tehlikeler karşısında içlerindeki en güçlü şehir kralının liderliği altında birleşerek, tek bir güç halinde mücadele etmesini de biliyorlardı. Gerçekten, bu vesikada da belirtildiği üzere, Akkad kralı Naram-Sin, kralın oluşturduğu koalisyona karşı savaşmış ve onları mağlup etmişti. Bu krallardan 2 tanesi, bizim için son derece önemlidir. Her ikisi de metnin satırlarında geçen bu krallardan biri Türki kralı İlşu-Nail, diğeri de Kurşaura kralı Tişbinki’dir. Burada geçen ‘Türki’ kelimesinin TÜRK olduğuna şüphe olmadığı gibi, İlşu-Nail ismi de kulağa pek yabancı gelmemektedir. Aynı satırda geçen Kurşaura Krallığı’na gelince; bilindiği gibi yer isimleri, kasıtlı değişiklikler yapılmadığı sürece, kolay kolay değişmezler. Ya da en azından, orijinal formlarını büyük ölçüde korurlar. Bu durum dikkate alındığı takdirde, Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesi sınırları içerisinde yer alan KUSURA kenti, Şartamhari metinlerinde anılan Kurşaura şehri olabilir. Eğer öyleyse, Akkadlara karşı mücadele veren Anadolu koalisyonu içerisinde Afyonkarahisar bölgesinin önemli bir yeri olmuş olmalıdır. Şartamhari metinleri, hem Anadolu hem de Türk tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. söz konusu metinler, Türklerin Anadolu’ya 26 Ağustos 1071’de kazanılan Malazgirt zaferinden sonra gelmediklerini, tam tersine binlerce yıldan beri bu topraklarda oturduklarını ve hattâ Türki Krallığı adını taşıyan bir devlet kurduklarını açık seçik ortaya koymaktadır. Görülüyor ki bu metin, Anadolu kökenli olmamakla beraber, Anadolu hakkında bilgi veren en eski yazılı vesikadır. Bu metinden anlaşıldığı kadarıyla, M.Ö. 3. binyılın sonlarında Anadolu’da büyük bir devlet yoktu. Demek ki, günümüzden yaklaşık olarak 4200 yıl önce Anadolu’da değişik ırklardan çeşitli kavimler yaşamakta olup, bunlardan biri de Asya kökenli Türk kavmiydi. Öyle sanıyoruz ki, M.Ö. 3500‘lerde Sümer Türkleri Mezopotamya’a yerleşirken, büyük olasılıkla aynı tarihlerde Kafkaslar üstünden gelen bir başka Türk kütlesi de Doğu Anadolu’ya yerleşerek burada bir Şehir devleti vücuda getirmişti ki, bu, yukarıda adı geçen Türki Krallığı’ydı. Fakat, M.Ö. 4. ve 3. binyıllarda Anadolu da yazı mevcut olmadığı için, bunların yaşantıları hakkında yeterince bilgi edinemiyoruz. O halde Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Anadolu, 26 Ağustos 1071'de kazanılan Malazgirt Zaferinden sonra Türk yurdu olmuş değildir. Türkler, günümüzden yaklaşık 4200 yıl önce Anadolu ya yerleşerek, bu toprakları kendilerine yurt edinmişlerdir. Şu noktayı da özellikle vurgulamak istiyoruz: Biz eğer Anadolu’yu, Malazgirt Zaferinden sonra yurt edindiğimiz şeklindeki eski bilgileri durmadan tekrar eder ve binlerce yıldan beri bu toprakların bize ait olduğu gerçeğini görmezlikten gelirsek, Rumlar ve Ermeniler başta olmak üzere, pek çok Türk düşmanı ortaya çıkar ve bize: ‘Madem ki siz Anadolu’ya sonradan geldiniz. O halde, geldiğiniz yere (Türkistan/Orta Asya) defolup gidin.’ diyebilirler. Bu tür yanlışlıklara düşmemek için, tarihimizi çok iyi bilmemiz ve yeni araştırmaları mutlak şekilde gözden geçirmemiz gerekiyor. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR