GURURU ve COŞKUYU YAŞIYORUZ

YAŞAR EYİCE *- GURUR VE COŞKUSU İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama mesajı yayınladı. Okuyucularımla paylaşıyorum: “Türk Milletinin ve O’nun bağrından çıkmış ordumuzun, kahramanlığını ve cesaretini bir kez daha tüm dünyaya gösteren 30 Ağustos zaferinin 100. yıl dönümünde, bu büyük zaferi bir bayram olarak kutlamanın gurur ve coşkusunu milletçe hep birlikte yaşıyoruz. Milletimizin makûs kaderini değiştiren 30 Ağustos Zaferi, Türk milletinin karşısına çıkan tüm engelleri millî birlik ve beraberlik içerisinde, kardeşlik ruhuyla, büyük bir inanç, azim ve kararlılıkla aşmasının somut bir ifadesidir. 30 Ağustos, cephesi elinden alınan, orduları dağıtılan ve tarihin karanlığına gömülmek istenen bir milletin, bayrak, hürriyet ve mukaddesat uğruna seve seve ölüme koştuğunun göstergesidir. 30 Ağustos 1922’de, aziz milletimiz ordusuyla birlikte dişini tırnağına takarak kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere unutulmayacak bir ders vermiş ve bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini bütün dünyaya haykırmıştır. Ecdadımızdan emanet ruh ve şuur, milletçe sahip olduğumuz vatan sevgisi ve hürriyet aşkı, hangi şart altında olursak olalım her zaman rehberimiz olarak yolumuzu aydınlatmaya devam edecek, Türk milleti de hür ve bağımsız yaşama azim ve kararlılığını ilelebet sürdürecektir. 30 Ağustos zaferi gibi bir gururu ve coşkuyu yaşamamıza vesile olan, ülkemizin bağımsızlığını, kalkınmasını ve modernleşmesini sağlayan Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını, bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi sonsuz minnet, şükran ve rahmetle yâd ediyorum. Hayatta olan gazilerimize sağlık ve mutluluk içinde bir hayat temenni ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, aziz milletimizin ve İzmirli hemşehrilerimin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı bir kez daha tebrik ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ni emekleriyle, bilgi ve düşünceleriyle, sevgileriyle, fedakârlıklarıyla büyüterek bugünlere getiren devlet büyüklerimize ve tüm vatandaşlarımıza saygılarımı, sevgilerimi ve şükranlarımı sunuyorum.” *- SAKIN HA! Urla’daki balık mezatına uğradıktan sonra Çeşmealtı(na doğru giderken heykeli ile ‘Tanju Okan Parkını ‘ gördüm… Eski günleri anımsadım, Tanju Okan’ın, kendisine sahip çıkan Belediye Başkanı Bülent Baratalı’ya karşı başkanlık mücadelesini… Bir gün bu hikayeyi de anlatmaya çalışırım. Serkan Durmaz da ‘İçkim ve sigaram’ başlıklı bir yazıyı paylaşmış… Urla ve Urlalıların sahiplendiği, 1996 yılında kaybettiğimiz ünlü şarkıcıyı bilindiği şekilde anımsatmış… ‘Tanju Okan gibi bir şarkıcıyı bugünlerde yaşatırlar mıydı?’ diye sormuş ve şöyle devam etmiş: ‘Devrimci miydi? Yooo! Azılı muhalif miydi? Yoo!... Bildiğim kadarıyla, en azından medyada ve sahnede apolitik bir insandı. Ama bütün derdi içki, sigaraymış gibi davranırdı. Kendi hayatında az da içse, çok da içse biz onu hep zom vaziyette dolaşıyor gibi düşünürdük. Meşhur ettiği şu şarkılarına bir bakın: Öyle sarhoş olsam ki Bir an seni unutsam, Unutsam bu günleri Yarınları unutsam Öyle sarhoş olsam ki Bir daha ayılmasam Her şey bir rüya olsa Unutarak uyansam. Daha eski bir şarkısı ise şöyle: Sokak adamı Anladı hayatı Aşkın ilki Şarabın bayatı Öğrendi bunları Rıhtım barlarında *- SIKINTISI VARDI Tanju Okan bir ara Damdaki Kemancı Müzikali’ndeki “Ah Bir Zengin Olsam” şarkısını da söyledi. Orada da bir yerde şu sözler geçiyor: “Her akşam votka, rakı ve şarap şarkısını sana öğretirdim ben”. Bununla kalır mı? Dario Moreno’nun “Y’a du travail” parçasının Türkçesi “Sarhoş”u da söyledi. Enrico Masias’ın “Poi, Poi, Poi” şarkısı Tanju Okan’ın Türkçe okuduğu versiyonunda “Koy, Koy, Koy” ve “Şerefe” oldu. Sonra şu da var: Çekil git meyhaneci Beni halime bırak Tükenip gideceğim Bu gece bardak bardak Zaten ölmekten farksız Böyle yalnız yaşamak Haydi git meyhaneci Başka masalara bak Sarhoşum ayyaşım Hor görme arkadaşım. *- ŞARKILARI BÖYLEYDİ Selami Şahin’in şu şarkısını da seve seve seslendirdi: Benim en iyi dostum içkim sigaram Onlar da terk ederdi olmasa param Daha sonraları yukarıdakiler kadar tutulmayan “İç İç Unutursun”, “Var mısın İçelim?”, “Ben Bir Hiçmişim” gibi başka içkili şarkılar da söyledi. Okey Gazetesi Tanju Okan’la şöyle gırgır geçiyordu: “Yahu bu Tanju Okan Tekel İdaresi’yle ortak mıdır nedir? Herif okuduğu bütün şarkılarda âşikâre piyiz (içki) reklamı yapıyor. (...) *- SEVDİKLERİMİZDEN UZAKLAŞTIRIYOR Bizim Tanju’nun hayat felsefesi bi âlem. ‘Niye bu kadar kafayı çekiyorsun diye sorduğunda şöyle cevap veriyor: ‘Alkol insanın içindeki kötülükleri temizleyen en iyi ilâç. Hem içmeyeyim de saman gibi mi yaşayayım yahu!’” Estağfurullah ne içmemek saman gibi yaşamayı gerektirir, ne de içmek insanın içini temizler. İçki sadece muhabbete vesile olmalıdır bence. Dili, gönlü açmalı, baskıları o an için de olsa yok etmelidir. Yoksa içmeseniz de olur. Tabii içkiden söz etmediği “Kadınım” ve Hasret gibi hit olmuş başka şarkıları da var. Ama içkililere göre çok az. Benim nedense Yves Montand veya Jacques Brel’in tarzlarına benzettiğim bu tür şarkılarını dinlerken de sahnedeki veya mikrofon başındaki adamın hafif çakırkeyf olduğunu sanki duyumlardık. Tanju Okan sonuna kadar içmeye ve bunu sahnede, plaklarda ortaya dökmeye devam etti: İstemem eksik olsun aşk İçiyorum yavaş yavaş Yaşıyorum hayatımı Olmadan kimselere muhtaç. Eğer müziğine yansıttığı kadar, magazin dergilerinin yazdıkları kadar çok içiyorduysa bedeni de gönlü de yorgunmuştur mutlaka. Nitekim Bora Ayanoğlu’nun sözlerini yazdığı son şarkılarından biri şöyleydi: Sanma ki içmişim, sanma ki sarhoşum Günlerdir, aylardır, yıllardır ben yorgunum. Son söz olarak görüşümü belirteyim; İçki şişede durduğu gibi durmaz… İnsanı çarpar, şaşırtır… Yani güzel bir şey değildir.. Ama özenti, ama kompleks, ama bundan yararlanmak ve benzer sebepler insanları yoldan çıkarıyor… Özetle içki hem bizi ölümü yaklaştırıyor hem de cebimizi boşaltıyor… Sevdiklerimizden uzaklaştırıyor… *- OLUMLU GELİŞME Kınık Atıksu Arıtma Tesisi için hazırlanan imar planının iptaline yönelik dava, İzmir Büyükşehir Belediyesi lehine sonuçlandı. İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile yapılan görüşmelere dayanarak karşılıklı iyi niyet çerçevesinde ve işbirliğiyle bu önemli yatırımın hayata geçirilmesi yönünde mutabakata varıldığını açıkladı. İZSU Genel Müdürlüğü, Kınık’a kazandırmayı hedefledikleri atık su arıtma tesisi konusunda kurumlar arasında yapılan görüşmeler çerçevesinde olumlu yönde mesafe alındığını açıkladı. Kurumdan yapılan açıklamada Kınık Milli Emlak İlçe Müdürlüğü’nce imar planının iptaline yönelik açılan davanın İzmir Büyükşehir Belediyesi lehine sonuçlandığı, bu doğrultuda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne alanın tahsisi için yeniden müracaat edileceği belirtildi. İl Müdürlüğü ile yapılan görüşmelerde başvurunun olumlu sonuçlanması konusunda gerekli yardımın yapılacağının belirtildiği vurgulandı. İZSU Genel Müdürlüğü’nün açıklamasında, tesisin planlama sürecinde İzmir Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı’nın olumlu görüşünün alındığı ancak ilerleyen süreçte Milli Emlak Dairesi Başkanlığı’nın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne bağlanmasının ardından ilgili kurum tarafından yeni bir değerlendirme yapıldığı belirtilerek, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün bugüne kadar sergilediği iyi niyetli yaklaşım çerçevesinde bu önemli yatırımın Kınık’a kazandırılacağına inandıkları dile getirildi. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR