GIDANI ARKANDA BIRAKMA!

YAŞAR EYİCE *- ÜRETİMİN ARKASINDALAR Hasat zamanını biliyoruz… Her ürün için değişik zaman birimlerinde oluyor… Genelde sonbahar hasat zamanıdır. Hasat zamanı aynı zamanda ‘düğün- bayram’ zamanıdır. Borçlar ödenir… Gençler yavuklusuna kavuşur… Giyimden, evin ihtiyacı olan gereçler alınır… Kentlerde, kutsal sayılan o ürünler için festivaller bile düzenlenir. Şimdi de ilk kez ‘Hasat Festivali’ düzenlendi. Bunu ikincileri takip edecek… Birinci hasat festivali hiçbir gıdayı arkada bırakmamayı hedefliyor! Hasat festivali serisi; yerel hükümetleri yani devlet bürokrasisini, STK’ları çiftliklerde israf olacak taze, besleyici gıdaların kurtarılması ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması ve benzer faaliyetlerin yaygınlaştırılmasını amaçlıyor. Küresel olarak, üretilen gıdanın yaklaşık yüzde 14'ü hasat ve perakende arasında kaybedilirken, toplam küresel gıda üretiminin hanelerde tahmini yüzde 11, gıda hizmeti endüstrisinde yüzde 5 ve perakendede yüzde 2 olmak üzere yüzde 17'si boşa gidiyor. Biz yiyecekleri çöpe atarken, dünya çapında 800 milyondan fazla insan her gün kronik açlık çekiyor. Ürünlerin boyut ve şekil açısından süpermarket standartlarını karşılamaması veya perakendecilerin satın alacakları ürün miktarına ilişkin yanlış tahminleri gibi faktörler nedeniyle, çiftçiler ekinlerinin önemli bir bölümünü tarladan çıkmadan çöpe atıyor ya da ellerinde fazla ürün birikiyor. Gıda kaybını azaltmak üzere daha iyi gıda hasat mekanizmaları ve uygulamaları geliştirmek en büyük ihtiyaçların başında geliyor. Tarihten bu yana en yaygın uygulamalardan biri olan tarlada kalan gıdaların toplanması ve yerel gıda bankalarına, barınaklara bağışlamak üzere gerçekleştirilen hasat etkinlikleri bu açıdan daha da önem kazanıyor. Hem bu konuya dikkat çekmek, hem de Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü’nü kutlamak amacıyla, FAO geçtiğimiz hafta sonu Ege İhracatçılar Birlikleri ve Konak İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğiyle, Gıdanı Koru kampanyası kapsamında 'Birinci Hasat Festivali’ ni gerçekleştirdi. 25-26 Eylül tarihlerinde İzmir’de gerçekleşen festival, çiftliklerde toplanmadığında israf olacak taze, besleyici gıdaların kurtarılması ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması ve benzer faaliyetlerin yaygınlaştırılması için kamuoyunu çözümün bir parçası olmaya çağırdı. İki gün süren etkinliğin ilk gününde ‘Gıdanı Arkada Bırakma’ teması altında gıda kaybı ve israfın azaltılmasının önündeki ortak zorlukları ve engelleri ortaya koyan çevrimiçi panel ve hasat etkinliği gerçekleştirildi. Gönüllü gençlerin katıldığı etkinlik Konak İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün yakın iş birliğiyle düzenlendi. Her yıl 931 milyon ton gıdanın israf edildiğini ve bunun 570 milyon tonunun hane halkında gerçekleştiğinin altını çizen yetkililer, etkinliğin bu yıl ikincisi kutlanan Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü kapsamında gıda israfı konusuna ışık tutacağını ifade ettiler. Önerilen şu: ‘Gıda israfını azaltamıyorsak gıda bankaları aracılığıyla yeniden dağıtabiliriz ya da hayvan yemi olarak kullanabiliriz. Onları da yapamıyorsak kompost ya da geri dönüşüm için kullanabiliriz!..’ Gıda israfının yüzde 50’si maalesef evlerimizde gerçekleşiyor. İsrafa karşı duyarlı bir toplum olduğumuz söyleniyor ama gerçek değil… Biz eskiden öyleydik… İsterseniz çevrenizdeki atıkları inceleyin bu gerçeği göreceksiniz. Şunu unutmayalım: Bir gram ya da bir miktar gıdayı bile israftan kurtarırsak, en mutlu insan biz oluruz… Bu arada güzel bir haberi de paylaşayım: Yedi yıl önce İstanbul'da Beylikdüzü Belediyesi’yle ilk gıda bankası kuruldu. Kısa sürede Şişli, Kartal ve Küçükçekmece gibi diğer ilçeler bu çalışmayı takip etti. O günden bu güne sadece sade İstanbul'da 13.000 aileye destek verildi. Ayrıca ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın besleyici gıdaya ücretsiz ulaşabilmeleri için yerel tohumlarla meyve ve sebze yetiştirilen bir bostan kuruldu. Böylelikle kent yoksulluğunun bir nebze de olsa önüne geçmeye çalışılıyor. Bu sistem tüm ülkeye yayılırsa mutlu insanların sayısı da bir anda artar… Tabii ki, üretimin arkasındaki emeği ve emek verenleri de mutlaka görmemiz, bilmemiz gerekiyor. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR