BUNU DA BAŞARABİLİRİZ
YAŞAR EYİCE
*- Güzellik devam
etmeli
Bir zamanlar sokaklarda
binlerce kişi çeşitli nedenlerle ‘Avrupa Avrupa duy sesimizi, bu Türklerin ayak
sesi!’ diye tempo tutardı.
Sanki şimdi olduğu gibi
umurlarında idi…
Ama biz sesimizi
nihayet duyurduk…
Avrupa’ya değil ama
Ankara’ya...
Bugün Sosyal Güvenlik
Kurumu’ndan güzel bir haber aldık.
Nihayet; 'SMA
hastalığı' müjdesi geldi…
Sorun çözüme kavuştu.
Yılmadan yazdık,
örneklerini verdik ve SGK'den SMA hastalığıyla ilgili açıklama geldi.
Açıklamada, ‘SMA
hastalarımızın tedavisinde kullanılan SUT'a tabi ilaçların erişimi ile ilgili
konu çözüme kavuşmuştur’ denildi.
Özellikle çocuklarımızı
çok ilgilendiriyordu…
Tabii ki dolayısıyla
hepimizi…
‘Büyükler’ demedim…
Çünkü hali vakti
yerinde olmayanın büyüdüğünü görmek imkânsızdı…
Demek ki istenirse
oluyormuş…
Şimdi benzer bir konuya
değineyim:
*- Artık duymayalım
Birlikte, ‘Anne lütfen
artık parmaklarımı delme!’ diyen çocukların sesi olalım…
Huriye Akın, GSD ve
diyabet hastası çocukların parmaklarının, kan şekeri ölçümü için gün boyu
defalarca delinmemesi için bir kampanya başlattı.
Söylediği şu:
‘Sen de çocuklarımızın
gülüşü solmasın diyorsan, sorunumuzu paylaşır, duyurulmasına yardımcı olursun!’
Tabii ki bu çağrı
yalnız bana değil, duyarlı her birimize…
İstenen ve söylenen şu:
‘Minik parmaklar
delinmesin.
GSD ve Diyabet için
Sensörlü Şeker Ölçüm Cihazı Karşılansın!
Her 3 saatte bir minik
parmakların delinmesine izin verme.
‘Anne lütfen artık
parmaklarımı delme’ diyen çocukların sesi ol, farkındalık yarat!’
*- Defalarca deliniyor
Glikojen depo hastası
(GSD) ve diyabet hastası çocukların parmakları, kan şekeri ölçümü için gün boyu
defalarca deliniyor.
Bu çocukların cilt
bütünlüğü bozuluyor, enfeksiyon riski artıyor, çocukların psikolojileri
etkileniyor.
Diyabet daha fazla
bilinen bir hastalık olsa da, GSD hastalığı çok bilinmiyor.
Nadir bir hastalık olan
bu hastalıkta 3 saatte bir ölçüm yapmak gerekiyor. Yani o minik parmaklar her 3
saatte bir delinmek zorunda.
‘Anne lütfen artık
parmaklarımı delme’ diyen çocuğu karşısında bir annenin yaşadığı çaresizliği
düşünün, çocuğunun sağlığı için acı çekmesine göz yummak zorunda kalıyor, hem
de her gün defalarca.
Bu çocuklar ve ebeveynler
bu acıları yaşamak zorunda değil.
Teknolojinin
gelişmesiyle yeni geliştirilen sensörlü kan şekeri ölçüm cihazı var.
Fakat bu cihaz pahalı
olup SGK tarafından karşılanmıyor.
Bu hayati cihazın
çocuklar ve yetişkinler için SGK kapsamına alınmasını hasta yakınları gibi biz
de talep ediyoruz.
Sadece maddi durumu
olmadığı için çocukların ağlamasına devletimiz razı gelmemeli.
*- Bir eksiklik ne
yapıyor?
Glikojen Depo Hastalığı
(GSD) Nadir Hastalıklar Kategorisindedir!
Glikojen Depo
Hastalığı(GSD): Glikojen depo hastalığında, enerji sağlamak ve kandaki glikoz
değerini koruma amacıyla depolanmakta olan glikojen glikoza
dönüştürülememektedir.
Genellikle glikojenin
glikoza yıkımını sağlayan enzimlerden birinin eksikliğinden ortaya çıkmaktadır.
Glikojen depo
hastalıklarının, 12 farklı tipi olduğu belirtilmektedir ayrıca çoğunluğu
otozomal resesif(çekinik) bir hastalıktır
*-Glioblastoma
Tedavisine yeni bir yaklaşım
Hep üzülecek, hep
üzecek değiliz ya!
Şimdi ‘umarım gerçektir’
diyerek sizinle paylaşayım:
ArelPOTKAM (Arel
Üniversitesi Polimer Teknolojiler ve Kompozit Uygulama ve Araştırma Merkezi),
beyin veya omurilikte oluşabilen primer kötü huylu beyin tümörü olan
Glioblastoma tedavisine yeni bir yaklaşımda bulundu.
ArelPOTKAM’ın ortağı
olduğu ‘Glioblastoma Tedavisinde Yeni Sentezlenen Kurkumin Analoglarının Anti
Kanser Mekanizmalarının Araştırılması’ başlıklı TUSEB (Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı) projesi kabul edildi.
Proje, dünyada yaygın
olarak görülen merkezi sinir sistemi tümörlerinden birisi olan Gliobastoma’ya
etki gösterebilecek özgün moleküllerin sentezi, nano kapsülasyonu, biyolojik
etkinliğinin araştırılması ve in vivo hayvan testlerini içeriyor.
Ayrıca, sentezlenen
özgün kurkumin analoglarının bağımsız olarak ve bilinen ilaç ile birlikte olan
etki mekanizmalarını protein, DNA ve RNA düzeyinde aydınlatmaya yönelik
olmasıyla da dikkat çekiyor.
*- Disiplinlerarası bir çalışma
Proje, farklı
üniversitelerden (İstanbul Arel Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul
Üniversitesi-Cerrahpaşa, Acıbadem Üniversitesi ve Bezmialem Üniversitesi)
biyofizik, kimya, fizyoloji, moleküler genetik ve malzeme mühendisliği
alanlarında uzman araştırmacıların katıldığı disiplinlerarası bir çalışma
olarak yürütülecek.
ArelPOTKAM bünyesinde
yapılacak çalışmalar ile sentezlenen özgün moleküllerin, kan-beyin bariyer
sistemini geçecek şekilde nano kapsüllenmesi, salım takiplerinin yapılması ve
düşük biyoyararlanıma sahip moleküllerin etkinliğinin arttırılması sağlanacak.
*- Yönetim yanlıştan
dönmelidir
Peki İzmir’de durum
nedir?
Kendimizi bıraktık…
Bir ara alkışladığımız
sağlıkçıların durumu ne alemde?
Demokratik Sağlık Sen
Genel Başkanı Togan Demircan, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
yönetiminin, hastane kampusünde gerçekleşen basın açıklamaları toplantılarına
katılarak hakkını arayan sağlık çalışanlarından savunma istemesini sert bir dille
eleştirdi. Demircan, ‘Hastane yönetimi yanlıştan dönmelidir’ çağrısında
bulundu.
Dokuz Eylül Üniversite
Hastanesi'nde haklarını arayan sağlık personellerine karşı hastane yönetimi
tarafından gösterilen tutumun kabul edilemez olduğunu ifade eden Başkan Togan
Demircan, ‘Geçtiğimiz aylarda kurumun zarara uğradığını gerekçe göstererek
sağlık çalışanlarının ek ödemelerinden kesinti yapan Dokuz Eylül Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi yönetimi şimdide sendikalar tarafından kesintiler
nedeniyle yapılan basın açıklamalarına katılan, katılmayan birçok çalışanına
bayram arifesinden buyana içeriği anlaşılamayan, asıl amacı yıldırma, caydırma
ve mobbing uygulaması olduğunu düşündüğümüz savunma istem yazıları göndererek
gözdağı vermeye çalışmakta.
Ve hatta o tarihlerde
yıllık izinde olan arkadaşlarımızdan bile ‘savunma’ istenmesi üniversite
hastanesi idaresinin ne kadar ‘profesyonel’ bir idare olduğunu gösteriyor.
*- Bilmiyorlar mı?
Çalışanların üyesi
oldukları veya olmadıkları sendikaların almış oldukları eylemlere katılmalarından
dolayı ceza verilemeyeceği, disiplin soruşturması açılamayacağı, bu eylemler ve
basın açıklamalarına katılımın aynı zaman da Anayasal bir hak olduğunu
bilmiyormuş gibi davranmalarının yanı sıra; Maddi zarara uğrattıkları
çalışanlarına hiçte hak etmedikleri bir şekilde davranan üniversite yönetiminin
çocuksu tavırlarını bir kenara bırakarak pandemi döneminde eşlerinden,
evlerinden, ailelerinden uzak kalıp ve dahi büyük bir özveri ile görevlerini
yapan sağlık çalışanı arkadaşlarımızın gönüllerini esastan almalarını
bekliyoruz’ dedi.
*-
Yorumlar
Yorum Gönder