ÜNİVERSİTE ÇALIŞANLAR YAŞAYACAK
YAŞAR EYİCE
*- ÖNCELİKLİ İKİ NOKTA
Belediye Başkanlarına şu öneride bulunuyorum:
Öncelikle ve yine öncelikle temizliğe önem verin!
Vatandaş bunu istiyor!
İlk işin ve ödevin bu olmalı.
Sonra ikinci hamleye geçersin!
‘Bu da ne? ‘ diyorsan açıklayayım:
Bütün yollar ‘delik deşik!’ hiç mi geçmiyorsunuz?
Zaten son model, en lüks araçlarla sözde toplantıları, ya da yemekli toplantılara giderken, çukurdan geçseniz bile duymazsınız!
Nereden mi biliyorum?
Bilmem kaç yıllık bir mercedesi var bir arkadaşımın, Işık Ersan gibi, ‘Başka araca binmem!’ diyor.
Alışmışlar!
Dere tepe düz gidiyorlar.
Çukurlar onlar için, keyif verici noktalar.
Hafif içlerini gıdıklıyor.
‘Tam gaz’ deriz ya, hiç korkuları ve çekinceleri yok altlarındaki arabadan.
Maşallah taş gibi,,,
*- BİZDE ALALIM (!)
En iyisi bizde bu dostlarımız gibi yapalım, altlarımıza birer Mercedes ya da onun ayarında araç çekelim.
O zaman biz de, belediye başkanları da rahat eder.
Kente huzur gelir!
Pencerelerin perdelerine çekeriz, şehrin pisliğini ve çöplerini de görmeyiz olur biter.
Yani başkan şehri miss gibi yapmak ve halka kulak verip memnuniyetlerini duymak istiyorsa bu iki noktaya öncelik vermeli.
Bunun için de başkanın sokakta olması lazım.
Belirli kişilerin, ‘özel’ konuşma randevularını da sekreterlerine bıraksın.
Kendisi çalışmaları yerinde izleyip kontrol ederse zaten istek ve dilekleri kendisine oy verenlerden öğrenir.
Muhalifler de ‘Bizim başkan yaman!’ diyerek senin safına geçer.
Bu tarihten bu yana böyle…
Hiç tanımadığın, tanıyamayacaklarınla birlikte olursun.
Tahtını kimse yıkamaz!
Nereye gitsem bu iki şikayetle karşılaşıyorum:
‘Şehir pislik içinde’ ve ‘Yollar delik deşik, tamircilere çalışıyoruz!’
*- İŞE GEÇ KALIN!
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim:
‘Aman yavaş gidin, her köşe başında saklı radar var.!’
30 yıllık üretici dostum Mehmet bile radara yakalanmış.
Öğrendiğine göre, yüzdü yüz hızlıymış, 10 milyon liralık cezaya göre!
Hemen ödeme yaptığı için 7 milyon lira ödemiş,
‘Vallahi ben güneş doğmadan yollara çıkıyorum, bu kadar para kazanmıyorum’ diyor.
İçi yanmış…
Olay yani ceza yediği noktayı söyledi.
Aynen benim Manisa’da yediğim trafik cezası gibi, araçlar arka arkaya kuyruk halinde gidiyor.
Yani belirtilen hızın üstüne, hele böyle çıkmaları imkansız gibi bir şey.
Ben belediye başkanlarına bu konuda bir öneride bulunayım.
Komisyon toplansın ve tabelalar günün şartlarına göre yenilensen, şehir içindeki…
Bakın size Mercedes’ten söz ettik ya onunla ilgili bir gerçeği anlatayım:
Kitaplarda da var!
Otomotiv dünyasının en köklü ve etkileyici hikâyelerinden biridir.
İşte bu efsanevi markanın zaman içindeki yolculuğundan önemli bulduğum bir iki noktayı anlatmaya çalışayım;
*- KIZININ ADINI VERDİ
1883 yılında Karl Benz, Mannheim’da ‘Benz & Cie’ şirketini kurdu.
1890’da Gottlieb Daimler, Stuttgart yakınlarında ‘Daimler-Motoren-Gesellschaft (DMG)’ şirketini kurdu.
İki mucit, birbirlerinden bağımsız olarak içten yanmalı motorlar ve otomobiller geliştirdiler.
1899’da, kızının adı olan ‘Mercedes’ ismini taşıyan bir yarış arabasıyla büyük başarı kazandı.
Bu başarıdan sonra, 1901 yılı itibarıyla DMG ürettiği araçlara ‘Mercedes’ adını vermeye başladı.
Ama Berlin’de at arabaları bile ‘Mercedes’leri geçmeye başladı.
Bunun üzerine ‘Belediye Başkan’ ile meclis üyelerine şehir turu için davet yapıldı.
Şehir içinde, belediyenin verdiği hız limiti ile tur başladı.
Başkan ile meclis üyeleri, ‘Neden bu kadar yavaş gidiyoruz, biraz hızlanın’ dediler.
Ancak Karl Benz, ‘Biz yasalara uymak zorundayız. Hız kararını alan da sizsiniz!’ diye yanıt vererek, ‘Karar alın, hız levhalarını değiştirin, biz de sizin isteğinizi yerine getirelim’ dedi.
Böylece hız konusunda ilk kararı aldırtmış oldu.
*- YETKİ BELEDİYELERDE
Bizde de 90 kilometre olan hız sınırı, otoyollarda 120 kilometreye çıktı.
Yanılmıyorsam bir oto yolda hız sınırı olarak 140 kilometre yazıldığını gördüğümü söyleyebilirim.
Almanya’da şimdi otobahn’larda hız sınırı yok.
Serbest!
Bu nedenle zengin Arap şeyhlerinin şımarık çocukları son model spor arabalarıyla iddialı yarışlar düzenliyorlar, bu yollarda.
Bizde de, daha önce belirttiğim gibi, şehir içindeki ana yollar ele alınarak, bir anda 90 kilometre hızdan 60 ya da 50- 40 kilometrelere düşülemeyeceğini görerek düzeltmeler yapılmalıdır.
Bunu görmüyorlar mı?
Yine bildiğim kadar şehir içindeki yollarda, hız sınırı belediyelere ve komisyonlara verildi.
Acaba başkanların bundan da haberleri yok mu?
Okuyucularımla şu bilgiyi de paylaşayım:
1926 yılında,: Benz & Cie. ile Daimler-Motoren-Gesellschaft birleşerek ‘Mercedes-Benz’ markasını oluşturdu.
Bu birleşmeyle birlikte, markanın simgesi olan ‘üç köşeli yıldız’, Benz’in defne yapraklarıyla çevrelendi.
Üç köşeli yıldız, Daimler’in vizyonunu temsil eder: karada, denizde ve havada, motorlu ulaşım.
Öne Çıkan Modeller ve Yenilikleri artık reklama gireceğinden meraklısı araştırsın.
Gençliğimde Charlotte isminde ilaç fabrikası olan bir Alman arkadaşım vardı:
Charlotte’ye ‘Mercedes mi, BMV’mi?’ demiştim, bana şu yanıtı vermişti:
‘Benim her iki marka aracım var. Ama köydeki evime BMV kullanarak gidiyorum…’
Yani herkesin kendine göre bir tercihi oluyor,
*- TORPİLİN ÖNLENMESİ İÇİN
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden istihdam süreçlerinde bir ilk
İzleme Kurulu üyeliği için başvurular 26 Haziran’da başladı.
Böylece; işe alımlarda halkın katılımını ve şeffaflığı sağlamak amacıyla yeni bir kamu yönetim modeli olan “İzleme Kurulu” sistemi hayata geçti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın 12 Haziran’da basın toplantısıyla duyurduğu model, Türkiye’de ilk kez uygulanacak. İzleme Kurulu’nda görev alacak hemşehri temsilcileri için başvuru şartları, seçimi, görevleri ve çalışma yöntemi de belirlendi.
Siz de şartları taşıyorsanız üye olur ve gözlemci olarak işe alımlarda bulunursunuz,
Bu kapsamda, işe alım süreçlerini yönetecek İstihdam Komisyonu oluşturuldu.
Komisyon; ilgili birimin bağlı olduğu Genel Sekreter Yardımcısı, 1. Hukuk Müşavirliği tarafından görevlendirilen bir hukukçu ve İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı’ndan oluşuyor.
Komisyon, yazılı, sözlü ve beceri sınavlarını objektif kriterlerle yürütmekle sorumlu olacak. Komisyonun çalışmalarını değerlendirmek ve doğrudan Başkan Tugay’a rapor sunmak üzere halkın katılımıyla bir İzleme Kurulu da oluşturuldu.
Kurul, dört hemşehri temsilcisi ile kolaylaştırıcı olarak görev alacak bir kurum temsilcisinden oluşacak. İzleme Kurulu’nun başvuru şartları, üyelerin seçimi, görevleri ve çalışma yöntemleri belirlendi.
Yani torpilin önüne böylece geçiliyor.
*- ATATÜRK’ÜN RIZA ŞAH’A HEDİYESİ
Çalışmalarına ve araştırmalarına hayran olduğum Ulusalcı Gazeteci arkadaşım Ercan Dolapçı anlatıyor:
“Tahran Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Asgar Ferdi yıllar önce bana aktarmıştı.
Bu vesileyle 2018 yılında kaybettiğimiz Türkiye dostu Hocamızı rahmet ve saygıyla anıyorum:
‘İran`ın çağdaş tarihi metinlerinde bir mevzudan sohbet gider ki belki Türkiye’de pek de bilinen konu değildir. O yüzden tanıdık bir konu olmadıysa size hatıra olarak takdim ediyorum.
Bizim Şah Rıza Pehlevi, Atatürk’ün davetiyle Türkiye ziyaretine giderken (1934) İran’ın en pahalı halılarından çok enfes ve büyük ölçülü birkaç parça halı (Tebriz halısı) götürmüş ve bir murassa (mücevherlerle süslü) kılıç, murassa vazolar gibi kıymetli hediyeler vermiş.
*- ‘AKLINIZA GELMESİN’
Rıza Şah, İran’a dönerken Atatürk ona birkaç kavanozda turşu ve baharatlar ikram etmiş.
Rıza Şah, Kemal Paşa’nın bu hediyelerinden alınmış ve demiş ki ‘Bizim hediyeye ihtiyacımız yoktur. Kemal Paşa bu hediyelerle bize hakaret etmek mi istemiş? Ne bunlar? Benim hediyelerimin karşılığı bunlar mı?’
Onun bu sitemini Kemal Paşa duymuş istasyonda onu yolcu ederken hediyesinin maddi değeri olmadığından özür dilemiş ve demiş ki:
Sayın Şahım, ben kardeşlerime vermek istediğim hediyeleri kendi maaşımla alırım. Bu yüzden de Zat-ı Şahanenize layık olacak bir nesneyi alıp hediye etmek için de param yetmez.
Bunları bir kardeş payı olarak kabul etmenizi rica ederim.
Hem turşu almak aklıma geldi ki bozulmaz ve birkaç müddet kardeşim yemekleri sırasında onlardan tadar ve beni hatırlar, bu kadar.
Sakın aklınıza herhangi bir art niyetten yaptığım bir hakaret falan gelmesin.’
*- DENİZ ÜSTÜNDE BİR KEYİF
Şimdi de ‘Ayvalık Motorlarıyla Cunda Yolculuğu’ yani ‘Deniz Üstünde Bir Keyif’ yapalım:
Ayvalık ile Cunda Adası arasında çalışan motorlar, yolcularına sadece ulaşım değil, aynı zamanda eşsiz bir deniz keyfi sunuyor.
Denizin üzerinde hafif esen rüzgâr eşliğinde yapılan bu kısa ama huzur dolu yolculuk, özellikle yaz aylarında Ayvalık’a gelen ziyaretçilerin vazgeçilmezlerinden biri hâline geliyor.
Ayvalık motorlarıyla Cunda’ya geçmek, sadece bir ulaşım değil; mavi ile yeşilin buluştuğu bu eşsiz coğrafyada küçük bir keşif ve huzur molası anlamına geliyor.
Eski zamanlarda bu yoktu…
*- 4/D SÜREKLİ İŞÇİ GREVİ DUYURUSU
İzmir sürekli işçi grevleri ile çalkalanıyor.
Öyle ki halk bunda bile ikiye bölündü, bazılarımız işçiler haksız derken, bazılarımız da yöneticileri haksız buluyor.
Ama önümüze serilen rakamlar, günümüz şartlarında uçuk olarak görülüyor,
Hiç kimse cebinden beş kuruş çıkmasın, bir bardak çay hesabı yaparken, istenilen geçim rakamları birçoğumuzun gözünü açıyor, ‘Keşke benim de bir torpilim olsa da bu işe girebilsem!’ hesapları yapıyor.
Şimdi de (4/D Sürekli İşçi Grevi Hakkında) Katip Çelebi Üniversitesi’nden şu açıklama yapıldı:
*- ÖLÇÜSÜZ TALEPLER
“Üniversitemizde halen 4/D statüsünde sürekli işçi kadrosunda görev yapan personellerimiz, Öz Büro-İş Sendikası tarafından temsil edilmektedir.
2025 yılına ilişkin Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri kapsamında sendika ile 2024 Aralık ayında başlayan süreç ile birlikte ilk toplantı 26 Şubat 2025 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
Görüşmelerde kurumumuzca iyi niyetli bir şekilde sendikanın talepleri değerlendirilmiş; ancak maaş artışı, sosyal haklar ve izinler başlıklarında bazı hususlardaki makul olmayan, ölçüsüz talepleri nedeniyle uzlaşmaya varılamamıştır.
*- ARABULUCUYA GELMEDİLER
Kurumumuz, geçmiş yıllarda olduğu gibi 2025 yılı ilk altı ayı için memur maaş artış oranı olan %11,54 oranında zam teklifini 14 Mart 2025 tarihinde daha önceki toplantıda (tutanakla mutabık kalınması üzerine) yazılı olarak sendikaya iletmiştir.
Ayrıca aynı oranda artışın sosyal haklara da uygulanması önerilmiştir. Ancak sendika bu teklife yanıt vermeksizin arabulucuya başvurmuş; sürecin devamında düzenlenen görüşmelere de temsilci göndermemiştir. Tüm uzlaşı yolları henüz tüketilmeden sendika tarafından grev kararı alınmıştır.
*- DEVLET ÜNİVERSİTESİNDEN İSTENENLER
Üniversitemiz, başta sağlık hizmetleri olmak üzere tüm işleyişin aksamaması için görevini aksatmadan özveriyle sürdürmeye devam etmekte kararlıdır.
Bununla birlikte kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla sendikanın taleplerinden bazıları özet olarak aşağıda verilmiştir:
2025 Ocak Ayı İtibariyle Sendika Tarafından İletilen Bazı Talepler:
- Destek ve güvenlik çalışanları için net maaş: Profesör maaşının %23 fazlası.
- Teknik personel için net maaş: Profesör maaşının %31 fazlası.
- Haftalık çalışma süresinin 40 saate indirilmesi, 5 gün/8 saat esasına göre düzenlenmesi
- İşçinin rızası olmadan 15 günden fazla gece çalıştırılmaması.
- Resmî tatil ve hafta sonu çalışmalarında tam günü aşan her saatlik çalışma için %100 fazla mesai uygulanması.
- İşçinin anne, baba, kardeşinin ölümünde 10 gün; kayınvalide, kayınpeder, eşin kardeşlerinin vefatında 5 gün; amca, dayı, hala, teyzenin vefatında 2 gün ücretli izin verilmesi.
- Günlük net 400 TL yemek yardımı ve her zam döneminde zam oranında artış yapılması.
- İşe ulaşım için servis hizmeti verilmesi, güzergâhların sendika temsilcilerinin görüşüyle belirlenmesi; servis bulunmayan veya kullanamayanlara, fiili çalışma günleri için ulaşım masrafına göre bilet bedeli ya da vasıta yardımı ödenmesi, toplu taşımanın mümkün olmadığı yerlerde özel ulaşım aracı temini.
- Ramazan ve Kurban Bayramlarında sırasıyla 13.000 TL ve 20.000 TL bayram harçlığı verilmesi ve her yıl belirlenen ücret zammı oranında (enflasyon oranına %10 ilave edilerek) artması.
- 2026 yılı ilk altı ayında TÜFE + 10 puan, ikinci altı ayında TÜFE + 5 puan ilaveli ücret artışı uygulanması.
Üniversitemiz, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanma duyarlılığı, diyalog ve uzlaşıyı esas alan bir anlayışla yasal mevzuat çerçevesinde hareket etmekte; tüm çalışanlarımızın haklarına saygı göstermektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
*- ÇOCUKLARLA FELSEFE ATÖLYESİ BAŞLIYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM), 16, 23 ve 30 Temmuz tarihlerinde 8-10 yaş arası çocuklar için “Birlikte Düşünüyoruz Çocuklarla Felsefe (P4C) Atölyesi” düzenliyor. Çocukların soru sormayı, farklı düşünmeyi ve birlikte keşfetmeyi deneyimleyeceği atölyeye katılmak için başvurular başladı.
Düzenlediği atölyelerle hem çocuklara hem de yetişkinlere farklı deneyimler sunan İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, bu kez 8-10 yaş arası çocuklara yönelik “Birlikte Düşünüyoruz Çocuklarla Felsefe (P4C) Atölyesi”ni hayata geçirecek. Eğitmen Cansu Yetik eşliğinde haftada bir gün olmak üzere üç hafta sürecek bu özel atölye, çocukların eleştirel, yaratıcı, iş birlikçi ve özenli düşünme becerilerini geliştirmeyi amaçlıyor.
16, 23, 30 Temmuz tarihlerinde saat 11.00’de gerçekleştirilecek ücretsiz atölyenin kontenjanı 20 kişiyle sınırlı tutuluyor.
Veliler, https://www.aassm.org.tr/ adresindeki form üzerinden atölyeye kayıt yaptırabilir.
*-
Yorumlar
Yorum Gönder